Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern’in yeni binası ve sergileri 4 Mayıs Perşembe günü itibarıyla ziyarete açıldı.
Paris öyle bir şehir ki, sırf isminin yarattığı beklentiler bile psikolojik bir sendroma sebebiyet verebiliyor. Her yıl en az 20 turistin yakalandığı “Paris Sendromu”, kimi zaman kendini psikoza bile dönüştürebiliyor. Çoğu Japon olan turistler, bu şehire o kadar fazla ümit, heyecan ve mükemmellik atfediyorlar ki gerçek Paris’in sokaklarında bağırıp çağıran evsizler, Eiffel Kulesi’nin önündeki birkaç […]
Sanat dünyasına ilham veren manzaraları ve mekânları keşfedin: Monet’nin zambaklarla dolu bahçesinde huzuru bulun, bir matbaacının hac yolculuğunda Fuji Dağı’na tırmanın, hayal gücünüzü esnetmek adına Gauguin’le birlikte Güney Pasifik’e yelken açın ya da Chelsea Embankment’ta ışık ve değişen mevsimler üzerine düşünün.
Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun otoportrelerinden çiçek tacına ve ikonik kaşlarına uzanan kalıcı mirasını bu eğlenceli kitapla keşfedin.
20. yüzyılın en önemli sanatçılarından Paul Klee’nin yaklaşık yirmi yıl boyunca tuttuğu Günlükler’i, dâhi ressamın sanat anlayışını, sıradışı kişiliğini, çok yönlü ilgilerini, zengin iç dünyasını ve yaşamın her kesitine pürdikkat kesilen büyük bir yazarı keşfetmek için mükemmel bir rehber niteliğinde.
Ferit Edgü’den “resme bakmayı onlardan öğrendim” dediği şair ve ressamlar üzerine denemeleri derleyen roman, Edgü, Vincent Van Gogh, Pablo Picasso,Henri Matisse, Paul Klee, Rousseau, Georges Braque, Fernand Léger, Salvador Dali, Paul Cezanne, Constantin Brancusi, Marc Chagall, Alberto Giacometti, Francis Bacon ve Nicolas de Staël gibi birçok öncü sanatçının resimlerini tartışıyor. Aynı zamanda bu yolculukta adı […]
Jennifer Clement’ın özgün anlatımıyla, yeni dönem Amerikan sanatınının önemli isimlerinden biri haline henüz gelmemiş Jean-Michel Basquiat’nın Suzanne Mallouk ile tanıştığı andan itibaren yaşananlar okuyanları sürükleyici bir yolculuğa çıkarıyor.
8 Nisan 1881’de dünyaya gözlerini açan Pablo Picasso, hayatının sonuna kadar sanat dünyasında zincirleri kıran ve normları yerinden oynatan tavrıyla adeta yeniliğin vücut bulmuş hali olarak pratiğini sürdürdü.
1500’lü yıllardan başlayarak 1990’larda doğan sanatçılara kadar uzanan ”The Story of Art Without Men”, yüzyıllık figürleri yeniden hayata geçiriyor. Dadaizmden sivil haklar dönemine, ırkçılık karşıtı sanattan bauhaus’a uzanan tüm dönemleri kapsayan kitap, geleneksel anlamda toplumda daha az yer etmiş seslere biçim ve ağırlık veriyor.
Sanat tarihi alanında, bilinçsizce sanat tarihçisinin bakış açısı olarak kabul edilen beyaz Batılı erkek bakış açısı, yalnızca ahlaki ve etik gerekçelerle veya elitist olduğu için değil, tamamen entelektüel gerekçelerle de yetersiz olabiliyor. Linda Nochlin’in makalesi, bu tarihi geçmiş yaklaşıma ışık tutarak değişimin önünü açıyor. Kadınların oy kullanma hakkı kazanmasından bu yana en büyük feminist hareketin […]