Mihri Müşfik Hanım’ın İzinde

Yazar Emre Caner’in kaleme aldığı “Mihri Müşfik Hanım’ın İzinde”, Türkiye’de resim sanatında öncü kadınlardan Mihri Müşfik Hanım’ın hayat hikayesini kendi yaşamıyla paralel bir kurgu içerisinde anlatmakta. Romanın kahramanı Ulaş’ın ressam hakkında bir kitap yazma fikri üzerine Mihri Müşfik Hanım’ın izlerini takip ederek çıktığı yolculuğu anlatan eser, hayatlarında zorluklar yaşayan iki karakterin aralarında paralellikler çizerek ilerliyor. 20. yüzyılın başında Türkiye’de kadın olarak “var olma” savaşına kendini adayan Mihri Hanım’la aynı yüzyılın sonunda, aynı coğrafyada bir yazarın hikayesini harmanlayan roman, ünlü ressamın hayatını günümüz merceğinden ele alıyor. Türkiye’nin ilk kadın ressamlarından olan Mihri Müşfik Hanım’ın ilgi çekici hayat hikayesi ise romanın kahramanının neden kendisinin izine düştüğünü açıklar nitelikte.

Emre Caner’in kitabına ilham veren Mihri Hanım, yaşadığı dönem ve ülke düşünüldüğünde gerçekten zamanının ötesinde yaşamış bir Türk kadını. 1886’da Kadıköy’de bir konakta bir paşa kızı olarak doğan, küçüklüğünden beri edebiyat ve musiki ile de ilgilenen Mihri Hanım’ın resme olan tutkusu her zaman ağır basar.

Yaptığı resimler dönemin padişahı Sultan II. Abdülhamit’e takdim edilip beğenilince, Saray ressamı Zonaro’dan dersler almaya başlar. Bu vesileyle dönemde çağdaş resim çalışmaları yapan ilk kadındır ancak Zonaro ve İstanbul’daki ortam ona yetmeyecektir. 17 yaşında elinde sahte bir pasaportla tek başına İtalya’ya giden Mihri Hanım İtalya ve Fransa’ya kendini ve sanatını geliştirir. Paris’te yaşadığı dönemde Bursalı Selami Paşa’nın Sorbonne’da siyasi bilimler öğreniminde bulunan Müşfik Selami Bey ile tanışır, evlendikten sonra da sanat dünyasında bilinen “Mihri Müşfik Hanım” adını alır, Türkiye’ye yerleşir.

Paris’te bir davette tanıştığı Maliye Nazırı Mehmet Cavit Bey sayesinde,1913 yılında İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne resim öğretmeni olarak atanır. Avrupa’da bile pek çok ülkede henüz kadınlar devlet akademilerine öğrenci olarak resmen kabul edilmezken Mihri Hanım, İstanbul’da Osmanlı Devleti bünyesinde üniversite seviyesindeki İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nin (Kızlar İçin Güzel Sanatlar Okulu) ilk kadın yöneticisi ve öğretmeni olur. İlerici eğitim anlayışıyla Nazlı Ecevit, Aliye Berger, Fahrelnisa Zeid gibi birçok kadın sanatçının yetişmesine olanak sağlar. 1922’de resmettiği Mustafa Kemal portresi, Cumhuriyet’in ilanından sonra bir Türk ressam tarafından yapılan ilk Atatürk portresi olarak tarihe geçer. Bir portre sanatçısı olarak Atatürk, F. D. Roosevelt, Edison, Edwin Markham, Papa XV. Benedict gibi isimlerin resmini yapmıştır.

Hayatının son yıllarını Amerika’da geçiren sanatçı, önce önemli sanatsal başarılar kazansa da sonrasında içine girdiği bohem hayat onu kimsesizler yurduna kalmaya kadar sürükler. 1954 yılında burada vefat ettiğinde kimsesizler mezarlığına gömülür.

Sanatçının 1988 yılına kadar yapılan araştırmalarda bilinen Türkiye’de 32, İtalya’da 36, Fransa’da 23 ve Amerika’da 60’ı aşkın olmak üzere 150 dolayında eseri kayıt altına alınsa da, eserlerinin pek çoğu bugün hala kayıp kabul edilmektedir. Fransa’da olduğu dönemde ürettiği “Çingene” tablosu Louvre Müzesine kabul edilmiştir. Resmin bir kopyası ise İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde bulunmaktadır.

    If your proposal is evaluable, a return will be made within 5 working days. If you do not get a response to your offer within 5 working days, it means that your offer is not likely to be evaluated.




      Teklifinizin değerlendirilebilir olması durumunda en geç 5 iş günü içerisinde dönüş yapılacaktır. 5 iş günü içerisinde teklifinize yanıt alamamanız teklifinizin değerlendirilme olasılığı bulunmadığı anlamına gelmektedir.



        Love, Share, Live with Art

        Turkish and world art market, new works and artists
        Subscribe to our newsletter to follow us closely.