6. Mardin Bienali: Daha Uzaklara

Mardin Sinema Derneği tarafından düzenlenen, direktörlüğünü Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın yaptığı, Mardin Bienali’nin 6. edisyonu 10 Mayıs – 10 Haziran 2024 tarihleri arasında gerçekleşiyor. Ali Akay küratörlüğündeki bienal “Daha Uzaklara” başlığı altında günümüzde yaşamakta olduğumuz tüm sanatsal, siyasi ve sosyolojik sorunların ötesine nasıl geçebileceğimiz hakkında sorular soruyor.

Direktör Döne Otyam, bienalin Mardin’den beslenen yenilikçi bir yapıya sahip olduğuna dikkat çekiyor. Yine kentin farklı mekanlarına yayılacak bienal, günümüz dünyasının can alıcı sorularına ve sorunlarına çağdaş sanatın diliyle yeni yaklaşımlar, yorumlar getirecek” diyor.

Daha Uzaklara…

(Katastema)

Bizim özgürlüklerimize set koyan yoğunlaşmaların bizi sarmalayan yapısından çıkma ihtimallerini bulmak ve toplumların küreselleşmiş geçmişine bakmak üzere nereye doğru bakışımızı çevirebiliriz?

Aşmış olduğunu düşündüğümüz, bizi kıskıvrak yakalayan açık kafeslerin içindeki yeniden kimlikçi hale giren bir dönemden geçmekteyiz. Doğaya, kültüre (antroposen ve kapitalosen), bitkilere, hayvanlara ve başka insanlara, etnisitelere, milletlere, sınıflara, bölgelere post-kolonyal ve feminist, kesişimsel, de-kolonyal yapıbozum bağlamında ırkçılığa karşı mücadeleyi nasıl “birlikte var olma haline çevirebiliriz?

Hiç birini yadsımadan ve sürekli bir şekilde bunlarla mücadeleyi sürdürerek bu sorunların üzerinden, nasıl bıkmadan ve mücadeleyi bırakmadan geçerek, bunları aşabiliriz ve daha “uzakları” hayal etmeyi öngörebiliriz?

Bugün toplumlardaki aile ilişkilerindeki (tek ebeveynli aileler, birden çok süre giden evlilikler ve bunlardan doğan çok çocuklu aileler, kan bağı olmayan aile ilişkilerindeki artış) ve teknolojik (yapay zeka, dünyasal, robotlaşma ve enfortmatikleşme) değişim ve dönüşümleri nasıl örgütleyebiliriz ?

Özellikle dünyasal güncel durumdan nasıl çıkabiliriz ve canlılar arasında “müzakereci bir demokrasiyi” (insani olduğu kadar diğer canlıları da bir “Şeylerin Parlamentosu” fikrinde) nasıl iletişime sokabiliriz?

6. Mardin Bienali sanatsal olarak gözlemleme, düşünme ve yaratma önerisi olarak bu sorunlar üzerinde duracak. Adım adım yürünecek topraklarda daha uzakları hedefleyerek bu sorunların üzerinden geçmeyi ve yaşamakta olduğumuz dönemi aşmayı nasıl düşünebiliriz?

*Katastema Epikür için acının ortadan kalktığı ve böylece beden ve ruhun dinginliğe ulaştığı an olarak adlandırılmaktadır.

Ali Akay

İstanbul doğumlu Ali Akay (1957); Paris VIII Üniversitesi’nde sosyoloji bölümünde 1979 yılında lisansı, 1980’de yüksek lisansı tamamladı ve 1986’da doktorasını savundu. Aynı yıllar içinde siyasal bilgiler ve felsefe bölümlerinde lisans ve yüksek lisans yaptı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde; 1990 yılından beri Sosyoloji Bölümü’nde, 1992’den beri Resim Bölümünde ders vermektedir.

Ali Akay

Sosyoloji, Sanat sosyolojisi, Felsefe ve Sanat Tarihi disiplinler-aşırı araştırma alanlarında; Türkiye, Fransa, Almanya, Avusturya, İngiltere, Kazakistan, İsrail, Slovenya ve Amerika’da çok sayıda makale ve katalog yazısı yayımlandı. Bağlam, Ayrıntı, Minör, Belge, Yapı Kredi, Dedalus, Doğu Batı, Boğaziçi ve Kime gibi yayın evlerinden 20’den çok kitabı yayımlandı. Kurucusu olduğu dergilerden 1991-2012 yılları arasında ‘’Toplumbilim’’ dergisinde ve 2012’den günümüze ‘’Teorik Bakış’’ dergisinde yazıları yer aldı.

Dünyanın çeşitli yerlerinde, galerilerde ve müzelerde bir çok serginin küratörlüğünü yaptı. İstanbul Modern Müzesi kuruluşunda (2004-2007) ve Akbank Kültür Sanat Merkezinde (2003-2012); Şekerbank Açıkekran’da (2011-2022) bağımsız küratörlük ve danışmanlık yaptı. Son dönemdeki sergileri arasında: ‘’Yedi Soruda Asya’’ (6. Kuandu Bienali, Taipei, 2018) , ‘’Mırıltı’’ (City Art Gallery, Lublijana, 2018), ‘’Balkanlardan Gelen Soğuk Hava’’ (Pera Müzesi ,İstanbul, 2016) başlıklı sergiler yer alıyor.

Çeşitli şehirlerde Paris VIII, INHA, Sorbonne (Paris), Humboldt (Berlin), Columbia (New York) gibi üniversitelerde, çeşitli müzelerde dersler, seminerler ve konferanslar vermiş olan Ali Akay, 2024 yılı Mayıs ayında gerçekleşecek olan 6. Mardin Bienali küratörlüğünü üstlenmektedir.

6. Mardin Bienali Sanatçıları

Ahmet Öğüt, Ali Kazma, Allan Sekula, Aslı Çavuşoğlu, Ayşe Erkmen, Bouchra Khalili, Brice Dellsperger, Bruno Serralongu, Büke Uras, Cevdet Erek, Claire Fontaine Kolektifi, Claude Closky, Erik Bullot, Esma Ertel ve Murat Ertel, Güçlü Öztekin, Güneş Terkol, İnci Eviner, İnci Furni, İrem Günaydın, Laurent Grasso, Le Peuple Qui Manque Kolektifi, Liam Gillick, M/M (Michael Amzalag ve Mathias Augustyniak), Michele Ciacciofera, Mika Rottenberg, Nasan Tur, Nil Yalter, Özlem Altın, Rafael Lain – Angela Detanico, Sarkis, Serkan Özkaya, Seza Paker, Tarek Atoui, Ugo Rondinone, Thierry Kuntzel, Ulay (Frank Uwe Laysiepen), Victor Burgin, Yıldız Moran, Yüksel Arslan

Mekanlar

Alman Karargahı

Fotoğraf: Güliz Özbek Collini

Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu ile ittifak yapan Almanların karargah olarak kullandığı İskender Atamyan Konağı, Mardin konaklarına benzer bir yapıya sahip ve 19. yüzyıla ait. Konağa ait çok sayıda fotoğraf bulunmakta. Konağı önemli kılan unsurlar, 1. Dünya Savaşı sırasında 1917’de Almanlar tarafından karargah olarak kullanılmış olması ve Mustafa Kemal Paşa tarafından da garnizon, konut, karargah olarak kullanılmış bir yapı olmasıdır.

Develi Han

Fotoğraf: Güliz Özbek Collini

Mezopotamya ovasına hakim, Mardin Kalesinin hemen altında, Gül Mahallesi’nde geleneksel Mardin mimari konaklarının önemli örneklerinden biridir. Tarihçesi ile ilgili, herhangi bir kitabeye ve tarihe rastlanmadığından yapının tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapının mimari özelliklerine bakıldığında, ilk iki katın 19. yy.da yapıldığı, son katın ise 1940 veya 1950’li yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Yapının zemin katında bulunan avlu ve ahır bölümünde deve yemliklerine rastlanır. Konak, döneminde deve kervanlarının durak noktalarından ve ticaret merkezlerinden biridir. Bir çok Mardinli köklü aile arasında zamanla el değiştirmiştir. Yaşam alanı olarak kullanıldığı gibi, ticaret merkezi olarak da kullanılmıştır. 2019’dan beri restorasyon çalışmaları devam etmektedir. İlk kez Mardin Bienali mekanı olarak kullanıma açılacaktır.

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi

Fotoğraf: Güliz Özbek Collini

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nin içinde bulunduğu yapı, II. Abdülhamid (salt.1876-1909) döneminde, Diyarbakır Valisi Hacı Hasan Paşa tarafından 1889 yılında Süvari Kışlası olarak yaptırılmış ve uzun yıllar bu şekilde kullanılmıştır. Yapının mimarı, Sarkis Elyas Lole’dir.

Marangozlar Kahvesi

Fotoğraf: Güliz Özbek Collini

Sipahiler ya da Tellallar Çarşısı olarak da bilinen Revaklı Çarşı’nın üst kısmında yer alan konak Marangozların kahvesi olarak işletilmektedir.

Uluslararası Tasarım Vakfı Galerisi

Fotoğraf: Güliz Özbek Collini

19. YY Mardin Mimarisi ile yapılan bu yapı, Mardinli Ermeni Tüccar Şalleme Ailesinin evinin bir müştemilatı olarak yapılmıştır. Ürünlerin depolandığı, develere yüklediği bir depo pasaj olarak inşaa edilmiştir. Daha sonra dericilikle uğraşan Dabbakoğlu Ailesinin aldığı yapıda, dabbaklık (deri işleme) ve ayakkabıcılık gibi geleneksel üretim ve ticari depo kullanımı 1940’lı yıllara kadar devam etmiştir. Bir dönem askeri yemekhane olarakta kullanılan yapı, 1970’ten sonra konuta dönüştürülmüştür. 2020 yılında yapılan restorasyon ile sanat galerisi olarak işlev kazandırılmıştır.

Dabbakoğlu Evi

Dünya çapında ipek kumaş ticareti yapan Cinnenciyan ailesine ait olan konak, son dönemlerde Dabakoğlu Evi olarak Mardin Bienali’ne ev sahipligi yapıyor. Mekan, Cumhuriyet meydanı kültür sokağında yer alıyor.

Tasarım Vakfı Meydan Galeri

19. YY.’da geleneksel Mardin Konağı olarak inşa edilen yapı, 1910 yılında Bağdat Demir Yolu inşaası için gelen Almanlar tarafından ofis olarak kullanılmış ve 1. Caddenin genişletilmesi, araç trafiğine uygun hale getirilmeye çalışılması neticesiyle, doğuya bakan cephesi değiştirilmiştir. Bir dönem futbol topu imalathanesi, gümüş telkari atölyesi, depo, yerel ürün satış mağazası gibi çeşitli ticari faaliyetlere kapılarını açan yapının revaklı alanı, 2022 yılında sanat galerisine dönüştürülmüştür.

Kervansaray

Mardin’in sembolik yapılarından olan, bir dönem belediye ve hükümet konağı olarak kullanılan yapı, ilk kez Mardin Bienali’ne ev sahipliği yapıyor. Konum olarak, Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi karşısında yer alıyor.

INVITED: “MÜŞTEREK/ UNIFIED”

Ali Akay’ın küratörlüğünde gerçekleşen 6. Mardin Bienali’nde bu yıl ikinci kez gerçekleşen ‘INVITED’, bienal teması ile diyalog halinde kalarak paylaşımcı, sürdürülebilir “müşterek” bir sergi modelini izleyenlerle buluşturmaya devam ediyor. “INVITED: Müşterek/ Unified”, Mardin’in tarihi ve kültürel mirası ile güneş ışığının estetik, bilimsel ve metaforik imkanlarının kesişim noktasından ilham alırken aynı zamanda mekân ve zamanın, tarih ve kent ekolojisinin kesişimi üzerinden yeni bir diyalog yaşatmayı da öneriyor. Bu öneride düşündürmeyi, ilişkisel estetik bağlamında etkileşimi ve izleyen ile katılımcılığı öncelerken düşündürmeyi de odağına yerleştiriyor.

Eserler bu odaklanma sürecinde; küratör Ali Akay’ın sorduğu tüm sorulara temelde tek bir cevap veriyor: Müşterek olmayı becerme, başarma, deneme, deneyimleme, deneyimletme, geçmişi öğrenme, güne/ gökyüzüne/kente bakma, geçmiş ile bugünü müşterek düşünme, geleceği ön görme ve belki kuşkulanma, düşünme, endişelenme…

Sergi; bu arayış ve önerisinde, kentin en eski çağlarına inen tarihsel sürecin ortak unsurları, bölgenin doğaya-coğrafyaya-inanca-dine-dile konumlanan ve bu unsurları konumlandıran/şekillendiren/ayrıştıran etmolojik, epistomolojik yapısının derinliğine inmeyi, tüm bunları hatırlatmayı ve deneyimlemeyi/deneyimletmeyi önceliyor.

Fotoğraf: Bilal İmren

Sergide; Ahmet Rüstem Ekici- Hakan Sorar/ Cansu Sönmez/ Mehmet Çimen’in sergi alanları, ele alınan perspektiflere bakış açıları, bağlamları, birbiri ile kaynaşan geleneksel/ en yeni üretim mecraları da tüm bu “Müşterek Olma” bağlamını refere etmeyi amaçlıyor. İzlenecek, deneyimlenecek, duyulacak, hissedilecek tüm eserler seçilen malzemeler, üretim yöntemlerinde de tam bu nedenle birleşiyor. “Anakronik” bir yaklaşımla seçilen malzemeler üretim süreçleri ve yöntemleri ile de bu sergi müşterekliği öneriyor.

Bu amaç/ tartışma alanı için “EXIT” sanat kolektifi ana mekânının seçilmiş olması da bu bağlamda sergi teması ile bütünleniyor. Seçkin ACAR ve Mehmet ÇİMEN tarafından kurulan ve “Invited: Müşterek/ Unified” sergisi ile ilk sergilerini deneyimleyen “EXIT” kolektifi, serginin ardından da Mardin’de kolektif-bağımsız bir sanat alanı olmayı hedefliyor. Mardin’in mekân olarak bu denli fiziki ve geniş alana yayılan ilk kolektif sanat alanı olma özelliği de taşıyacak olan “EXIT” kolektifi, mekânın varlık anlamı bağlamında da sergi ile diyalog kuruyor.

“Invited: Müşterek/ Unified”; izlerin, güneşin, ışığın, tüm bunlara göre konumlanan mimarinin insan deneyimi üzerindeki etkilerini sorgularken, mekânın sosyal ve tarihsel boyutlarını derinlemesine inceleyerek, “birlikte var olma hali” üzerine çağdaş tartışmaları teşvik ediyor. Sanatçılar, güneş ışığının potansiyelini keşfederken, doğa ve teknolojinin birleşiminden doğan eserlerle, sanat tarihi ve teorisi alanında yeni referans noktaları oluşturarak, çok boyutlu- kolektif bir üretim süreci içerisinde oluşturduğumuz çalışma sürecinde, “Invited: Müşterek/ Unified” ile açılışı gerçekleşecek olan EXİT bağımsız sanat alanında bu deneyimi yaşatmaya davet ediyor.

“INVITED”, bu yıl Bor Holding tarafından 2023 yılında kurulan Bor Sanat’ın katkıları ile gerçekleşiyor. Bağımsız bir sanat alanına destek vermeyi kuruluş misyonu nedeniyle özellikle tercih eden Bor Sanat; “Invited: Müşterek/ Unified”; yoluyla Mardin’de artık faaliyetler gerçekleştirecek bir kolektif sanat alanına katkı sunması ve bu süreci başlatan ilk sergiye destek vermesi nedeniyle de “EXIT” ile müşterek ve önemli bir adım atmış oluyor.

Sergide periyodik aralıklarla gerçekleşecek atölyeler yoluyla sanatçılar üretimlerinde kullandıkları ileri teknoloji yöntemleri dahil tüm üretim yöntemlerini sergi bağlamını da referanslayan bir yaklaşımla katılımcılara öğreterek sergi paralelinde yeni üretimlerin gerçekleşmesini de destekleyecekler.

Motherland / Anayurt

11. Mardin Bienali’nin en kapsamlı sergilerinden biri olan Motherland / Anayurt, Halil Altındere’nin 1990’ların sonundan bu yana, kendine has, sarkastik muhalefetiyle ortaya koyduğu yerleştirme, heykel, video, fotoğraf, tuval ve neonlardan oluşan çarpıcı bir seçkin olmasının yanı sıra; son yıllarda ürettiği, Star Wars’un bilim kurgu evreniyle murakka ve minyatür geleneklerini harmanladığı eserlerini kapsar. İktidar yapıları, kurumlar, sınırlar, kimlikler, savaşlar, teknolojiler, gelenekler, gelecekler, popüler kültür ve alt kültürleri ele alan otuz yedi eser arasında, son iki yılda yapay zekâ kullanarak, robotik örme tekniğiyle ürettiği militarist ikonografiye sahip halılarla birlikte, Mardin odağında ürettiği ve daha önce sergilenmemiş bir animasyon da yer alır. Köfte Airlines’ta gerçek işlevseliğinden arındırılmış bir Airbus A300 uçağını buluntu bir nesne gibi kullanarak, hem mültecilerin tehlikeli yolculuğuna hem de yoksul ve kalabalık ülkelerde rastlanılan, trenin üstünde, güvensiz şartlarda yapılan seyahatlere gönderme yapan sanatçı, Türkiye’ye mülteci olarak sığınan Suriyeli kozmonot Muhammed Ahmed Faris’in hikâyesine ışık tutan Uzay Mültecisi yerleştirmesinde mültecilere karşı batılı dünyanın ikiyüzlü tutumunu ifşa ederek, aldıkları hoşgörüsüz tepkilere karşı, onları Mars’a yollamayı önerir. Mülteciler gibi; dışlanan, ötekileştirilen, vatansız kalan tüm öznelere ithaf ettiği Neverland ile, katıldığı Venedik Bienali’nin ulus temsili odaklı yapısını da eleştirir.

Homeland videosu ise mayın tarlasından geçip, tel örgü çitleri aşabilmek için olağandışı beceriler sergileyen mültecilerin yeni hayat arayışlarında karşılaştıkları absürt durumu kara mizah ile ele alır. Tüm bu kaçışlar boyunca süren çatışmaları ise, Afgan savaş halılarından ilhamla, gündelik hayata sızarak normalleşen insansız savunma, istihbarat ve saldırı uçuş ekipmanlarını tasvir ettiği Türk Askeri Dronları Halısı serisiyle ortaya koyar. Geleneği gelecekle harmanladığı son dönem eserlerinde ise, çatışmaları ve sınırları, yıldızların ötesinde aramaya devam eder. İktidarın propagandayla, tarih yazımının kurguyla olan güçlü bağlarını; kadim imparatorluklardan uzak galaksilere uzanan engin bir hatta sorgular. Sergi, 10 Haziran 2024’e kadar Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde görülebilir.

 

“Çimenin Vaadi” konseptiyle 2022 yılında 12. yaşını kutlayan 5. Mardin Bienali ile ilgili detaylı içeriğimize buradan ulaşabilirsiniz.

    If your proposal is evaluable, a return will be made within 5 working days. If you do not get a response to your offer within 5 working days, it means that your offer is not likely to be evaluated.




      Teklifinizin değerlendirilebilir olması durumunda en geç 5 iş günü içerisinde dönüş yapılacaktır. 5 iş günü içerisinde teklifinize yanıt alamamanız teklifinizin değerlendirilme olasılığı bulunmadığı anlamına gelmektedir.



        Love, Share, Live with Art

        Turkish and world art market, new works and artists
        Subscribe to our newsletter to follow us closely.