Görseldeki Eser: Alper Aydın, Nuh, 2013.
Bu yıl “Çimenin Vaadi” konseptiyle düzenlenen 5. Mardin Bienali, 12. yaşını kutluyor. 20 Mayıs – 20 Haziran 2022 tarihleri arasında düzenlenen bienalin direktörlüğünü Döne Otyam ve Hakan Irmak üstleniyor. Mardin Sinema Derneği’nin ev sahipliğinde düzenlenen bienalin küratörü ise Yeni Delhi’de yaşayan bağımsız küratör, teorisyen ve yazar Adwait Singh.
“Çimenin Vaadi” başlığını taşıyan 5. Mardin Bienali, bir sosyal ekoloji ihtimalini keşfe çıkıyor. Sergi, armağan ekonomileri kavramına atıfta bulunuyor. Bu uğurda radikal deneyimlerin peşine düşüyor.
Küratör Adwait Singh konsepti şöyle açıklıyor:
“Çimenin teşvike ihtiyaç duymayan, zapt edilemeyen doğası, kozmopolit kaygılarımı ifade edebilmeme olanak sağlayan büyük bir metafor. Çimenin iyileştirici olduğuna inandığım o anarşikliği, kendini her seferinde yeniden üreten o yılmazlığı, bana, bize, yeryüzünün yaralarının yeşil bir örtüyle sarılma ihtimalini düşündürecek.”
20 Haziran’a kadar sürecek olan Mardin Bienali, Danimarka’dan Kazakistan’a, Bulgaristan’dan Güney Afrika’ya, Haiti’den İsviçre’ye ve ABD’ye kadar uzanan geniş bir coğrafyadan sanatçıların çalışmalarını izleyiciyle buluşturuyor. 21 ülkeden sanatların katıldığı bienalde bu yıl, Abdessamad El Montassir (Fas), Asunción Molinos (Kıbrıs/İspanya), Bouba Touré ve Raphaël Grisey (Fransa, Almanya, Norveç), Dina Amro (Ürdün, Filistin), Jonas Staal (Hollanda), Kamen Stoyanov (Bulgaristan), Karan Shrestha (Nepal, Hindistan), Kathyayini Dash (Hindistan, Güney Afrika), Marwa Arsanios (ABD, Lübnan), Nandita Kumar (Yeni Zelanda, Hindistan), Neda Saeedi (İran, Almanya), Rakhi Peswani (Hindistan), Ritu Sarin ve Tenzing Sonam (Tibet, Hindistan), Mikhail Karikis (Yunanistan, İngiltere), Sasha Huber (Haiti, Finlandiya), Uriel Orlow (İsviçre), Sibel Horada (Türkiye), Deniz Üster (İngiltere), Burcu Yağcıoğlu (Türkiye), Lara Ögel (Türkiye), Merve Ünsal (Türkiye), Ömer Pekin (Türkiye), Server Demirtaş (Türkiye), Gülsün Karamustafa (Türkiye), Almagul Menlibayeva (Kazakistan), Zahra Malkani (Pakistan), İpek Hamzaoğlu (Türkiye, Avusturya), Fatoş İrwen (Türkiye), Jiten Thukral ve Sumir Tagra (Hindistan), Bhagwati Prasad (Hindistan), E.B. Itso (Danimarka), Selma Gürbüz’ün (Türkiye) yapıtları sergileniyor.
Bienal Mekanları
Alman Karargahı
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu ile ittifak yapan Almanların karargah olarak kullandığı İskender Atamyan Konağı, Mardin konaklarına benzer bir yapıya sahip ve 19. yüzyıla ait. Konağa ait çok sayıda fotoğraf bulunmakta. Konağı önemli kılan unsurlar, 1. Dünya Savaşı sırasında 1917’de Almanlar tarafından karargah olarak kullanılmış olması ve Mustafa Kemal Paşa tarafından da garnizon, konut, karargah olarak kullanılmış bir yapı olmasıdır.
Develi Han
Deve Hanı, geleneksel Mardin mimarisinden etkilenen konakların önemli örneklerinden biridir. Gül Mahallesi’nde, Mardin Kalesi’nin hemen altında bulunan han, Mezopotamya ovasına bakmaktadır. Tarihi ile ilgili herhangi bir kitabe veya tarihsel veri bulunmadığından yapının kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Ancak hanın mimari özellikleri dikkate alındığında ilk iki katının 19. yüzyılda, son katın ise 1940-1950 yılları arasında yapıldığı söylenebilir. zemin kat. Tarihsel olarak han, deve kervanlarının dinlenmek için uğradığı duraklardan biri haline gelmiş, böylece bölgenin ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir. Zamanla Mardin’deki birçok köklü aile arasında el değiştirmiş, konut, ticaret merkezi gibi çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. 2019 yılından bu yana restore ediliyor. Han, o zamandan beri ilk kez 5. Mardin Bienali için hizmete girecek.
Uluslararası Tasarım Vakfı Galerisi
19. YY Mardin Mimarisi ile yapılan bu yapı, Mardinli Ermeni Tüccar Şalleme Ailesinin evinin bir müştemilatı olarak yapılmıştır. Ürünlerin depolandığı, develere yüklediği bir depo pasaj olarak inşaa edilmiştir. Daha sonra dericilikle uğraşan Dabbakoğlu Ailesinin aldığı yapıda, dabbaklık (deri işleme) ve ayakkabıcılık gibi geleneksel üretim ve ticari depo kullanımı 1940’lı yıllara kadar devam etmiştir. Bir dönem askeri yemekhane olarakta kullanılan yapı, 1970’ten sonra konuta dönüştürülmüştür. 2020 yılında yapılan restorasyon ile sanat galerisi olarak işlev kazandırılmıştır.
Cumbalı Konak
1830-1850 Yılları arasına tarihlenen, Mezopotamya Ovasına bakan, 2 katlı Mardin geleneksel evlerin güzel örneklerindendir. Mardin’in tüccar ailelerinden Kavas Ailesine ait olduğu bilinmektedir. Mardin’deki 3 tane cumbalı konaktan biridir ve diğer iki konağın mimarı Mimarbaşı Lole olduğu bilinmektedir. Kesin olarak bilinmese de Lole’nin, bu konağın da mimarbaşı olduğu düşünülmektedir. Konağın alt katı geçmişte ticari mal sevkiyatının yapıldığı bir Kervansaray olarak kullanılmıştır. Konak, 2017’de restore edilmiş ve günümüzde bir sanat galerisi ve kafe olarak hizmet vermektedir.
Marangozlar Kahvesi
Sipahiler ya da Tellallar Çarşısı olarak da bilinen Revaklı Çarşı’nın üst kısmında yer alan konak Marangozların kahvesi olarak işletilmektedir.
Tasarım Vakfı Meydan Galeri
19. YY.’da geleneksel Mardin Konağı olarak inşa edilen yapı, 1910 yılında Bağdat Demir Yolu inşaası için gelen Almanlar tarafından ofis olarak kullanılmış ve 1. Caddenin genişletilmesi, araç trafiğine uygun hale getirilmeye çalışılması neticesiyle, doğuya bakan cephesi değiştirilmiştir. Bir dönem futbol topu imalathanesi, gümüş telkari atölyesi, depo, yerel ürün satış mağazası gibi çeşitli ticari faaliyetlere kapılarını açan yapının revaklı alanı, 2022 yılında sanat galerisine dönüştürülmüştür.
Mardin Bienali gezimizden dikkatimizi çeken mekanlar, sergiler ve sanatçı atölyeleriyle ilgili postlarımıza Instagram hesabımızdan ulaşabilirsiniz.
Ebru Nalan Sülün’ün kaleme aldığı ”Bir Milat Misali: Bienal’den Sonra Mardin” yazısına da buradan göz atmanızı tavsiye ederiz.