Bu yaz deniz kenarında, hamakta, serin gece meltemini alan balkonunuzda, her yerde sanat dolu kitaplar okumalı…
Yazın umudu, canlılığı, neşesi sanatın renkleriyle buluşmalı…
İşte sizler için seçtiğimiz ilk 5 yaz okuması:
Christina Burrus’un yazdığı ve Elif Gökteke’nin çevirdiği kitap, Frida Kahlo’nun yaşam öyküsünü anlatıyor. Sanatçının Diego Rivera ile yaşadığı aşktan sonu gelmeyen acılarına, Meksika’nın çalkantılı politik manzarasındaki duruşundan Troçki’yle kurduğu dostluğa uzanan bu yaşam hikayesi tek kelimeyle efsanevi.
Tutkunuz uğruna ne kadar ileri gidebilirsiniz? Koleksiyoncu, İngiliz yazar John Fowles’un ilk romanı. Bir kelebek koleksiyoncusu bir resim öğrencisine aşık olarak onu hapseder ve aralarında psikolojik gerilim yüklü, bize birçok değerimizi sorgulatan bir ilişki başlar. Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan bu çok önemli romanı bu yaz okuma listenize mutlaka alın.
1964 yılında yazar Calvin Tomkins, Marcel Duchamp ile New York’taki dairesinde bir dizi söyleşi gerçekleştirmiş. İlk kez bu kitapta yayınlanan söyleşiler Duchamp’ın kişiliğine ve sanatsal yaklaşımına ışık tutuyor; sanatta adeta yeni bir çağı başlatan Duchamp’ı daha yakından tanımak isteyenlere çok özel bir fırsat sunuyor.
Yirminci yüzyıl sanatına damgasını vuran iki akım, Dada ve Sürrealizm hakkında ne kadar doğru ve derin bilgiye sahibiz? Elsa ve Peter Bethanis’in kaleminden okuyacağınız bu kitap, her iki akımın nasıl geliştiğini ve günümüz sanatına nasıl etki ettiğini anlaşılır bir dille ortaya koyuyor.
Dünyaca ünlü sanatçı Olafur Eliasson’un stüdyo mutfağından 100 farklı vejetaryen yemek tarifine erişmeyi kim istemez? Phaidon’dan çıkan ve Alice Waters’ın önsözüyle başlayan kitap bir sanatçının yemeğe yaklaşımını gözler önüne seriyor.