8 Nisan 1881’de dünyaya gözlerini açan Pablo Picasso, hayatının sonuna kadar sanat dünyasında zincirleri kıran ve normları yerinden oynatan tavrıyla adeta yeniliğin vücut bulmuş hali olarak pratiğini sürdürdü.
Picasso’nun vefatının 50. yılı olan 2023, Fransa ve İspanya tarafından “Picasso Yılı” olarak ilan edildi. New York, İspanya ve Fransa’da açılan sergiler ile, meşhur sanatçı yaşamı boyunca deneyimlemediği kapsamda etkinliklerin odak noktası olarak konumlandırıldı. Program, en az kırk büyük sergi – tam sayıyı söylemek gerekirse kırk iki sergi – ile, güncelliğini koruyan sanatçının severlerine heyecan verici bir deneyim sunuyor.
Bu projelerden bazıları Picasso’nun ana temalarını ele alıyor, bazılarıysa özel hayatının derinliklerine inerek meşhur sanatçının işlerini yeni bir bakış açısıyla ele alıyor. Bu sergilerden bazılarından bahsetmek gerekirse: “Kübizm ve göz yanıltma geleneği”, New York’taki Metropolitan Museum of Art’ta, “Picasso ve tarih öncesi”, Paris’teki İnsan ve Doğa Tarihi Müzeleri’nde, “Picasso, kutsal ve profan”, Madrid’deki Thyssen Müzesi’nde, teknikleri “Şekiller ve metamorfoz, Picasso’nun seramik üretimleri”, Vallauris Müzesi’nde, “Picasso, 2023 desenleri”, Paris’teki Centre Pompidou’da, sanat tarihini yeniden okuması “Picasso – Le Gréco”, Basel’de, “Picasso/Poussin/Bacchanales”, Lyon’daki Musée des Beaux-Arts’da, “Picasso’nun Gözünden Goya”, Castres’deki Musée Goya’da, “Picasso versus Velazquez”, Madrid’de, özel hayatı “Fernande ve Françoise”, Münster’de, “Fernande Olivier ve Picasso Bateau-Lavoir’ın ışığında”, Paris’teki Musée de Montmartre’da çağdaş yaratımla ilişkileri “Tatlım yapma sırası sende, Musée Picasso’da Sophie Calle” ve daha birçok etkinlik “Picasso Yılı” kapsamında sanat tutkunlarına, kübizmin öncülerinden olan sanatçının dolu dolu bir analizini vaadediyor.
İspanyol sanatçının ölümünün ellinci yıldönümü anısına düzenlenen etkinliklerin en heyecan verici olanı ise sürpriz bir işbirliği. Picasso’nun başyapıtlarından oluşan ve 27 Ağustos’a kadar sanatseverleri ağırlayacak Paris’te bulunan Musée National Picasso’nun yeni sergisi, ikonik tasarımcı Sir Paul Smith ile canlı ve yaratıcı bir işbirliğine imza atıyor.
Moda alanında renkli kumaşlarla yaptığı çalışmalarla tanınan İngiliz tasarımcı, Picasso’nun eserlerini renkli ve eğlenceli bir şekilde yeniden düzenleniyor. Beyaz duvarlara asılan tablolardan oluşan geleneksel sergilerden radikal bir şekilde uzaklaşan Paul Smith, Picasso’nun eserlerine arka plan olarak renkli duvarlar, desenli duvar kağıtları ve kendi alametifarikası olan çizgileri kullanıyor. Eserlerin etrafındaki renk kullanımı, izleyiciyi onlara yeni bir şekilde bakmaya davet ediyor.
“Picasso Kutlaması: Koleksiyon Yeni Bir Işık Altında!” sergisi, sanatçının uzun kariyerini kapsıyor ve birçoğu uzun süredir görülmemiş 152 eser sergileniyor. Sergide yer alan başyapıtlardan bazıları ise: Kendi Portresi 1901, Homme à la guitare 1911, Le Flûte de Pan 1923, Dora Maar’ın Portresi 1937, Boğa Başı 1942, Jacqueline aux mains croisée 1954 ve Les Demoiselles d’Avignon için bir dizi hazırlık çalışması.