12 Eylül 2017 tarihinde düzenlenen 15. İstanbul Bienali basın toplantısından notlar:
15. İstanbul Bienali 16 Eylül’de kapılarını tüm sanatseverlere ücretsiz olarak açacak. Aynı zamanda 30. yılını kutlayan bienale katılan 56 sanatçıdan 30’u, İKSV’nin sağladığı fon desteği sayesinde yeni eserler üretti. Bienali “sanatçıların ve sanatseverlerin nefes alabileceği, özgür bir üretim platformu” olarak nitelendiren İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, “kültürler arası diyaloğun kurularak kültürlerin serbestçe etkileşime girebilmeleri için gerekli koşulları yaratmak adına çaba sarfettiklerini” belirtti.
2007’den bu yana bienalin ana sponsorluğunu üstlenen Koç Holding adına açıklama yapan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ise bienalin izleyici kitlesinde yıllar içinde izlenen büyümeye dikkat çekerek “sponsorluğa başladığımız yıllarda bienalin izleyici sayısı on binler seviyesindeyken, 2013 yılından itibaren daha da artırdığımız destek sayesinde dört yüz elli binlere ulaştı” dedi. Ayrıca Koç Topluluğu olarak kültür ve sanatı, toplumsal gelişimin en önemli unsurlarından biri olarak gördüklerini belirten ve bienalin “İyi bir Komşu” temasına da değinen Koç, “sınırların her geçen gün daha fazla sorgulandığı bir dünyayla, savaş ve gerginliklerin giderek arttığı zor bir dönemle karşı karşıyayız. Bu dönemde en büyük ihtiyacımız, gücünü kültürden ve evrensel değerlerden alan sanatın diline daha çok kulak vermektir” dedi.
Bienalin küratörleri Elmgreen ve Dragset de etkinliğin bu yılki teması hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Küratör ikilisi, insanların bir arada yaşama biçimlerinin onları temsil eden hükümetler ve politikacılar arasındaki ilişkilerden farklı ve çok daha zengin olduğunun altını çizdi. Trump’ın Meksika sınırına duvar örme projesini örnek göstererek gerek dünyanın, gerek Türkiye’nin komşuluk kavramı adına zor bir dönemden geçtiğini de sözlerine ekledi. Bienale özel iş üreten sanatçıların İstanbul’u birçok kez ziyaret ettikten sonra kentin mimari ve sosyokültürel dokusuna cevap niteliğinde çalışmalar ortaya koyduğunu belirten küratörler, iyi bir komşunun kim olduğu sorusu karşısında insanların birçoğunun çocukluk anılarına gittiğini, huzuru ve güveni orada bulduklarını gözlemlemiş ve yapıtlarda makro ölçekli konular yerine sanatçıların bireysel yaşam deneyimlerine dair söylemler ağırlık kazanmış.
Kamusal Program Koordinatörü Zeyno Pekünlü ise temayı ele alırken yalnızca insanları değil, kentsel ekolojik komşuluk kavramını da irdelemiş. İstanbul’u çevreleyen denizdeki yaşamı, sokak hayvanlarını ve ağaçları dikkate almış. Pekünlü bu yılki programda yalnızca seminerlerin değil, izleyicilerin etkileşim kurmasına olanak veren yemek pişirme oturumları ve müzik atölyeleri gibi etkinlikler de hazırladıklarının müjdesini verdi.
15. İstanbul Bienali
Güz döneminde en heyecanla beklediğimiz sanat etkinliği, 16 Eylül-12 Kasım tarihleri arasında ‘İyi Bir Komşu’ temasıyla gerçekleşecek ve küratörlüğünü ünlü sanatçı ikilisi Elgreem & Dragset’in üstlendiği 15. İstanbul Bienali kuşkusuz. Koç Holding sponsorluğunda ücretsiz olarak düzenlenen etkinlik, Newsweek tarafından ‘2017’de uğruna seyahate çıkmaya değer 5 sergiden biri’ ve NY Observer tarafından ‘2017’de dünya çapında gerçekleşecek 10 sanat etkinliğinden biri’ olarak gösteriliyor.
İskandinav kökenli küratörler Michael Elmgreen ve Ingar Dragset, farklı kimliklerin ve yaşam biçimlerinin aidiyet ve özel alan anlayışlarını iyi bir komşu ve ev kavramları üzerinden incelemeyi, bu bağlamda kadın ve feminizm konularına özel bir vurgu yapmayı amaçlıyor. Bienalin grafik tasarımcısı Rupert Smyth’in sanatçılarla işbirliği içinde tasarladığı uluslararası açık hava tanıtım kampanyası da dikkat çekici. Birçok farklı ülkeden kültür kurumlarının billboardlarında iyi bir komşunun ne olduğuna dair 40 farklı soru eşliğinde sergilenen işler, ev ve mahalle kavramlarının dünyanın dört bir yanında zaman içinde nasıl bir değişime uğradığını irdeliyor. Bienalin danışma kurulu ise daha önce İstanbul Bienali Eş Küratörü olan Adriano Pedrosa, Küratör Başak Şenova, Sanatçı İnci Eviner, Whitechapel Gallery Direktörü Iwona Blazwick ile Küratör Ute Meta Bauer’den oluşuyor.
Bienal İstanbul Modern, Pera Müzesi, Galata Rum İlkokulu, Ark Kültür, Küçük Mustafa Paşa Hamamı ve Artist’s Collective Studio (yeniden düzenlenen bir sanatçı stüdyosu) olmak üzere 6 farklı alana yayılıyor. Etkinliğin 32 ülkeden 55 sanatçıyı içeren katılımcı listesi de oldukça heyecan verici. Türkiye’den usta isim Candeğer Furtun’dan Burçak Bingöl, Volkan Arslan, Ali Taptık gibi uluslararası çevrelerce tanınan sanatçılara; Gözde İlkin, Alper Aydın gibi genç ve yükselen isimlerden dans ve performans odaklı çalışan Tuğçe Tuna’ya; Yoğunluk atölye kolektifinden Erkan Özgen ve Bilal Yılmaz gibi İstanbul dışında konuşlanan alternatif kimlikli sanatçılara uzanan çok çeşitli bir katılımcı profili göze çarpıyor.
Uluslararası katılımcılardan kamusal alanla ilgili heykel ve enstalasyonlarıyla bilinen Olaf Metzel; gözetlenme, güç ilişkileri, cinsiyet gibi alanlarda çok yönlü çalışmalar üreten, İstanbul Modern’in 8. İstanbul Bienali’nde sergilenen zincirli merdivenlerinin yaratıcısı ve son yirmi yılın en iyi çıkış yapan sanatçıları arasında gösterilen Monica Bonvicini; Anne heykeliyle feminist sanat tarihine damgasını vuran Louise Bourgeois; insan bedeninin yaşamı ve acılarına dair heykelleriyle ses getiren Berlinde De Bruyckere; şiddet, terör, devlet gibi kavramları karışık teknik ve gündelik nesneler üzerinden kurguladığı eylemleriyle sorgulayan Adel Abdessemed ve Asya çağdaş sanatının en önemli isimlerinden Xiao Yu dikkat çekiyor.
Zeyno Pekünlü’nün koordinatörlüğünde hazırlanan etkinlik programında ise sanatseverler, bienalin ortak teması çerçevesinde söyleşilere ve çalıştaylara katılma olanağı bulacaklar.