Hiroşima Eyaleti’nin Ōtake şehrinde yer alan Simose Sanat Müzesi, Japonya’nın, hatta dünyanın en çok konuşulan kültürel destinasyonlarından biri haline geliyor. 2023 yılında açılan müze, çağdaş mimariyi, Japon ve Batı sanat koleksiyonlarını ve özgün bir konaklama deneyimini, baştan sona özenle kurgulanmış bir komplekste bir araya getiriyor. Ünlü mimar Shigeru Ban tarafından tasarlanan yapı, yalnızca yenilikçi mimarisiyle değil; sanat, mimari ve çevre arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlamasıyla da uluslararası düzeyde takdir topladı.
Kişisel Bir Mirasın Ürünü

Simose Sanat Müzesi, Marui Sangyo Şirketi’nin başkanı Yumiko Shimose tarafından, şirketin 60. kuruluş yıl dönümünü anmak amacıyla kuruldu. Müze aynı zamanda, aile tarafından 50 yılı aşkın süredir biriktirilen Japon ve Avrupa sanatına, tasarımına ve zanaatına ait eserlerden oluşan özel bir koleksiyona da ev sahipliği yapıyor. Simose, geleneksel bir müzenin ötesinde; sergi alanları, peyzajlı bahçeler, mimari villalar ve seçkin bir restoranla bir kültür kampüsü niteliği taşıyor.
Her ne kadar yeni kurulmuş olsa da, müze kısa sürede önemli bir etki yarattı. 2024 yılında, kültürel ve ticari alanlarda verilen uluslararası bir mimarlık ödülü olan Prix Versailles tarafından “Dünyanın En Güzel Müzesi” seçildi.

Shigeru Ban’ın Mimari Yaklaşımı
Simose’i ilk bakışta farklı kılan şey, 190 metre uzunluğundaki aynalı koridoru. Bu yapı, çevredeki denizi ve gökyüzünü yansıtarak mimariyi görünmez hale getiriyor ve doğayla görsel bir bütünlük kuruyor. Ön cepheden bakıldığında müze neredeyse siliniyor, deniz manzarasıyla bilinçli bir şekilde bütünleşiyor.

Sergi alanı, sığ su üzerinde yüzen sekiz adet hareketli galeri kutusundan oluşuyor. Renkli camlarla kaplı bu modüler yapılar (kırmızı, mavi, sarı, yeşil) küratöryel ihtiyaçlara göre yeniden konumlandırılabiliyor. Her biri 40 tonun üzerinde olmasına rağmen yalnızca iki kişi tarafından yerleri değiştirilebilecek şekilde tasarlanmış. Bu hareketlilik, müzenin en yenilikçi yönlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Bu modüler sistemin ilham kaynağı, Seto İç Denizi’ndeki adacıklar ve Japon mimarisinde yaygın olan mekânsal esneklik anlayışı.
Müze İçi Sergi Düzeni ve Koleksiyon
Müzenin sergi programı, bu hareketli galeri kutuları sayesinde sürekli olarak değişebiliyor. Bu da her ziyaretçiye farklı bir mekânsal deneyim sunuyor.

Kalıcı koleksiyonda hem Batı hem de Japon sanatına ait eserler yer alıyor; odak noktası ise modern ve çağdaş dönemler. Henri Matisse, Marc Chagall gibi sanatçıların tabloları, Émile Gallé’nin cam işleri ve Meiji döneminden günümüze uzanan Japon heykel ve zanaat eserleri öne çıkan parçalar arasında. Ayrıca Yokoyama Taikan, Kishida Ryūsei, Foujita ve Kayama Matazō gibi önemli Japon sanatçılar da koleksiyonda yer alıyor.



Müzenin en özgün bölümlerinden biri olan çatı terası, Seto İç Denizi’ne kesintisiz bir manzara sunarak sanat deneyimini coğrafi bağlamla buluşturuyor.
Destek Alanları: Bahçe, Mağaza ve Kafe
Galeri alanlarının dışında, Emile Gallé Bahçesi sezonluk çiçeklerle süslenmiş ve koleksiyonda yer alan Art Nouveau motiflerinden ilham alıyor. Müze mağazası, özgün tasarım ürünleri, baskılar ve Shigeru Ban’ın ikonik kâğıt tüplerinden yapılmış objeler sunuyor. Kafe, sade iç tasarımı ve deniz manzarası eşliğinde, ziyaretçilere kısa bir mola için huzurlu bir ortam sağlıyor.

Simose Art Garden Villaları
Müzenin hemen yanında yer alan Simose Art Garden Villas, her biri farklı mimari fikirler etrafında şekillendirilmiş on konuk villasından oluşuyor. Paper Tube House, Wall-less House, Cross Wall House ve Kielsteg villas gibi yapılar, misafirlere gerçek bir mimari deneyim sunuyor. Villalar minimal ama konforlu bir şekilde donatılmış.
Tesis bünyesinde bir karşılama salonu, küçük bir spor salonu ve kütüphane de bulunuyor.
Komplekste ayrıca deniz manzaralı bir Fransız restoranı yer alıyor. Yerel malzemelerle hazırlanan seçkin menüsüyle öne çıkan restoran, hem konuklara hem de rezervasyon yaptıran müze ziyaretçilerine açık. Gün batımında Itsukushima Adası manzarasıyla birlikte yemek deneyimi, birçok ziyaretçinin öne çıkardığı anlardan biri.

Bütünsel Bir Deneyim
Simose Sanat Müzesi sadece sanat eserlerini görmek için bir yer değil — mimari, tasarım ve doğanın birlikte kurgulandığı, ziyaretçiye özgün bir deneyim sunan özenli bir ortam. Ulusal müzelere kıyasla daha küçük ölçekli olsa da, müzenin gücü ayrıntıya, bütünlüğe ve mekânsal zekâya verdiği önemden geliyor. Hareketli galerilerinden mimari konaklama birimlerine kadar tüm yapı, yavaş keşifleri ve dikkatli gözlemleri teşvik eden yaşayan bir tasarım laboratuvarı gibi işliyor.
Mimarlık, çağdaş müzecilik veya modern Japon estetiğiyle ilgilenenler için Simose, hem düşünsel hem de görsel olarak unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Kapak Göresli: ⓒSIMOSE
