Contemporary İstanbul fuarının ardından sanatın kalbi Ekim ayında Frieze coşkusuyla birlikte Londra’da, Aralık ayında ise Art Basel ve çevresindeki alternatif fuarlar eşliğinde Miami’de atacak. Türkiye’den koleksiyonerler ve sanatseverler artık dünyanın belli başlı sanat fuarlarını düzenli olarak ziyaret ediyor; bu eğilim, çok daha küresel bir bağlamdan beslenen çağdaş sanat ortamımıza birbirinden nitelikli sergiler ve koleksiyonlar olarak geri dönüyor.
Öte yandan sanat fuarı gezmek başlı başına bir sanat. Kısa bir süre içinde görülecek o kadar çok eser, dinlenecek o kadar çok panel ve tanışılacak o kadar çok sanatçı var ki! Giriş, vestiyer ve restoran kuyruklarının metrelerce uzadığı, çarpışmadan gezebilmenin ancak bale yaparak mümkün olduğu yoğun gün ve saatlerde herkes için artan stres ve yorgunluk düzeyi de cabası. Peki fuar deneyimine hazır olmak ve bu sınırlı süreyi en verimli ve keyifli şekilde kullanmak için neler yapmalı? Tanıdığımız en profesyonel fuar izleyicilerinden Banu Çarmıklı‘ya uzmanlığının püf noktalarını sizler için sorduk ve ortaya harika bir “sanat fuarı gezme kılavuzu” çıktı. Keyifli okumalar!
Fuar ziyaretine hazırlanırken neler yapmalıyız? Neler okumalıyız? Nasıl giyinmeliyiz? Yanımızda getirmemiz ve getirmememiz gerekenler?
B.Ç. : Fuar ziyareti öncesi, fuarda öne çıkan galeri ve sanatçıların isimleriyle eserleri online yayınlarda görülmeye başlar. Bu isimlerin yanı sıra keşfedilecek sanatçılar ve proje bazlı standların da isimlerini not etmek işinize yarayacaktır. Böylece o karmaşanın içinde onları hatırlamakla uğraşmamış ve direkt hedefe yönelmiş olursunuz. Tabii ki uzun saatler geçirileceği için rahat ayakkabı ve mevsime göre kıyafet seçimi en doğrusu. Fuar alanlarının havalandırması güçlü olmakla birlikte, yetersiz kaldığı zamanlara çokça rastladım. Kalabalığın da etkisiyle içerinin sıcak olabileceğini unutmamak gerek. Yiyecek, içecekle giriş yapılamadığını hatırlatalım; ancak su, olmazsa olmaz.
Fuar alanına hangi gün ve saatlerde, nasıl, ne kadar önceden gitmeliyiz?
B.Ç. : Fuarların VIP günlerine giriş sağlayabilecek olanlar için elbette en rahatı erken saatlerde ön izleme yapmak. Ayrıca hafta sonları tüm fuarların en kalabalık günleri olduğundan verimli bir izleme yapılması çok zor. Benim tavsiyem, hangi gün olursa olsun öğleden önce giriş yapmak.
Fuarın tümünü kısıtlı bir süre içinde gezmek oldukça zor olabiliyor. Fuarda en az yorgunlukla en çok eseri görebilmek ve bizim için önemli kısımları kaçırmamak için rotamızı nasıl belirlemeliyiz? Mola zamanlarımızı nasıl planlamalıyız?
B.Ç. : Fuara gitmeden mutlaka görmek istediğiniz galeri ve standların yeri hakkında küçük bir keşif yapmalısınız. Girişten itibaren fazlasıyla görsel uyarana maruz kalınacağından, asıl görülmek istenen kısımlar atlanabiliyor. Bu noktaları not defterinizden ya da üzerine işaretlediğiniz krokiden takip etmek işinizi kolaylaştırır. Ana bölümler arasında genellikle bistrolar bulunduğu için molayı o sıralarda vermek iyi bir fikir olabilir.
Fuarlarda belli başlı ziyaretçi arketipleri var. Bu arketipleri daha yakından tanıyabilir miyiz? Her birinin karakteristik özellikleri?
B.Ç. : Gerek tecrübeli, gerek genç koleksiyoncuları eserin önünde geçirdikleri süreden ve sordukları sorulardan anlamak çoğu zaman mümkün. Alım yapmayı planladıkları için düşünceli ve sakin davranışları gözlemlenebilir. Sanat profesyonelleri ve öğrencileri, galericiyle pek fazla iletişime geçmese de inceleyici bakışlarından anlaşılabilir. Genellikle hafta sonu görebileceğiniz sanatseverler ise daha hızlı, dışa dönük ve değişken bir ilgiyle dolaşıyorlar bana göre.
Fuarların bir diğer boyutu da ev sahibi galeriler ve sanatçılar… Onlarla nasıl iletişim kurmalı, standlarını ziyaret edip eserleri incelerken nelere dikkat etmeliyiz?
B.Ç. : Belli etmeseler bile yorgunlukları hesaba katılmalı; onların uyarılarına ya da gereksiz açıklamalar yapmalarına mahal verecek soru ve davranışlardan kaçınılmalı.
Fuarda nasıl fotoğraf ve video çekmeli, sosyal medyada nasıl kullanmalıyız?
B.Ç. : Sanat eserleri ile selfie çekmek yerine eseri uygun bir açıdan fotoğraflayıp paylaşmak bence daha uygun. Ayrıca sanatçı ve galeri ismini yazmadan yapılan paylaşımları da pek doğru bulmuyorum. Burada öne çıkan her zaman “sanat” olmalı.
“Siz siz olun, fuarda asla yapmayın” dediğiniz üç şey?
B.Ç. : Eserlere tabii ki dokunulmamalı. Sosyal medya paylaşım çılgınlığı içinde fuarı ve eserleri telefon ekranından izlememeli. Yine sosyal medyada sanatçısını zor durumda bırakacak, tepki çekmesine neden olacak paylaşım ve ifşalardan kaçınılmalı.
Şehirlerde ilgili fuarlarla eş zamanlı olarak sergi, açılışlar, müzelerde özel sergiler vb birçok yan etkinlik gerçekleşiyor. Çok kısıtlı bir zaman ve enerji stoğumuz olduğunu göz önünde bulundurursak hepsine katılmamız neredeyse imkânsız. Siz hangilerine katılacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?
B.Ç. : Hangi sanatçının sergisi olduğu benim için ilk sıradaki kriterdir diyebilirim. Kişisel tanışıklığım olan galerilerin açılışlarında da bulunmaya çalışıyorum. Onun dışında açılışlar pek rahat sergi izlenebilen yerler değil.
Fuardan eve dönerken mutlaka yanımızda götürmemiz gereken üç şey?
B.Ç. : Görülen eserleri sindirebilmek ve hakkında bilgi alabilmek için fuar kataloğu. Takibe almak istediğiniz galeri ve sanatçılar hakkında broşür. Fuara özel yayın hazırlamış olan dergilerden ilginizi çeken bir tanesi.