Yeşilin her tonunu görebileceğiniz Paris, Bois de Boulogne’daki Jardin d’Acclimatation bahçesinin en güzel köşesinde sizi görkemli bir yapı karşılıyor. Tamamı kıvrımlı camdan 3,600 panelin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bu sıradışı binaya bakarken, gerek Paris’in gerekse dünyanın en özel yapılarından birine baktığınızı anlıyorsunuz. Bakana hareket ve süreklilik hissi veren ve içeriye girip keşfetme arzusu uyandıran bu bina, Louis Vuitton Vakfı’na ait. 2014 yılında kapılarını açan, açıldığı günden bugüne Paris’in ve dünyanın öncü kültür-sanat merkezlerinden biri olmayı başaran Louis Vuitton Fondation, sergileri, koleksiyonu ve etkinlikleriyle her geçen gün önemini arttırıyor.
Bernard Arnault’un sahibi olduğu LVMH (Louis Vuitton Moet Hennessy) grubu tarafından kurulan bu özel kültür-sanat merkezi, belediyeye ait olan Jardin d’Acclamatation bahçesi arazisi içinde bulunuyor. Bu alanı 55 yıllığına kiralayan Vakıf, binanın yaratılması için ise dünyaca ünlü mimar Frank Gehry ile anlaştı. Los Angeles’ta yaşayan ve çalışan ünlü mimar, geç 19.yüzyıl Paris mimarisine ait cam-çelik yapılar ve bahçe düzenlemesinden aldığı ilhamla mimarlık tarihinin en önemli projelerinden birine imza attı.
Hem klasik hem de modern bir görünüme sahip bu binayı yaratmak için imkansız denilen teknik ve tasarımlar uygulandı. Öncelikle tamamı camdan yapılmış bir dış kabuk oluşturuldu. Binanın dışını kaplayan bu kabuk, aynı zamanda iceberg adı verilen, birbirine eklenmiş 3.600 adet paneli bir araya getiriyot. Toplam 13.500 metrekarelik bu kabuğu oluşturmak, icebergleri uyum içinde bir araya getirip binanın iskeleti olan 12 yelkeni oluşturmak için mimarlık ve teknolojinin sınırları zorlayan 7 yıllık bir proje yürütüldü. Birbiri üzerine kıvrılarak yüzer görünüme kavuşan yelkenler, bakana sürekli bir şeffaflık ve hacim hissi veriyor. Doğal ortamıyla uyum içinde olan, ışığın her anını ve hareketini takip eden ve ayna görüntüsü yaratan bina, özel bir deneyim sağlıyor.
Louis Vuitton Fondation’da karşımıza neler çıkıyor? Ziyaretçilere sanatta var olan duyguları hissettirmek, sanatın düşündürücü gücü ve dünyaya bakış açısını şekillendiren etkisini göstermeyi amaçlayan merkezde özel LMVH koleksiyonu, geçici sergiler ve özel etkinlikler düzenleniyor. Toplam 11 sergi salonunda sanatseverleri karşılayan 20-21. Yüzyıl sanat eserleri, Dışavurumcu, Pop, Müzik ve Ses, Düşündüren olmak üzere 4 ana kategoride toplandı. Koleksiyonda bulunan 87 sanatçının 217 çalışması, 1960’lardan günümüze sanatın gelişimine ışık tutuyor. 126.000 metre karelik alana yayılan müze koleksiyonunda Rashid Johnson, Jean-Mihel Basquiat, Gilbert and George ve Jeff Koons gibi dünyaca ünlü sanatçıların çalışmaları yer alıyor. Müze, aynı zamanda sanatçılara binayla bütünleşen özel işler yaptırıyor. Bunlardan biri Olafur Eliasson’un yarattığı ‘Inside the Horizon’ (2014) adlı sarı renkli ışık, yansıma ve ayna çalışması, diğeri ise Elisworth Kelly’nin müzenin fuaye alanı için özel olarak yaptığı ‘’Spectrum VIII’’ (2014) adlı 12 renkli perde çalışması.
Müzenin ana kapısından içeriye girer girmez geniş bir 350 kişilik oditoryum karşınıza çıkıyor. Burası etkinlik mekanı olarak kullanılmakta. Sık aralıklarla düzenlenen piyano resitalleri ve klasik müzik konserleri binanın ışıklı etkileyici ortamını daha keyifli hale getiriyor. Binada ayrıca restoran, kafe ve kitapçı var. Yolunuz buraya düşerse mutlaka yapmanız gereken bir başka şey ise La Defense manzarasını görmek. Binanın terasına çıktığınızda muhteşem bir manzara ve uzaklardan göz kırpan Eyfel Kulesi’ni göreceksiniz.
Louis Vuitton Fondation, belirli aralıklarla düzenlediği süreli sergiler ile farklı çalışmaları Paris’in kalbine taşımaya devam ediyor. Şu sıralar günün her saatinde bina önünde uzun kuyrukların oluşmasına sebep olan ‘’Being Modern:MoMA in Paris‘’ adlı sergi, Louis Vuitton Fondation ve Amerika’nın MoMA Müzesi işbirliğiyle hazırlandı. MoMA koleksiyonunun gelişimine odaklanan sergi, müzeye ait en özel 200 çalışmayı Paris’e getirdi. Paul Cezanne, Marcel Duchamp, Gustav Klimt ve Edward Hopper gibi birçok usta sanatçının çalışmalarından oluşan sergi, 5 Mart 2018 tarihine kadar Fondation Louis Vuitton’da sanatseverlerle buluşuyor.
Simge Erdoğan
Önümüzdeki günlerde yolunuz Paris’e düşerse Paris Sanat Rehberimize buradan mutlaka göz atmanızı öneririz.