Louvre Abu Dabi bir müzeden fazlası; iki ülke arasında gerçekleştirilmiş işbirliği, ortaklık, etkileşim ve diyaloğun en önemli örneklerinden birisi. İsmini söylediğinizde bile içinde barındırdığı kültürel sentezi sezmeniz mümkün; bir yanda Avrupa medeniyetinin ve modern müzeciliğin mihenk taşı Louvre Müzesi ve Fransa, diğer yanda ise Orta Doğu coğrafyasının yükselen sanat şehri Abu Dabi ve Birleşik Arap Emirlikleri. Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni aynı çatı altında bir araya getiren bu özel müzenin doğuşunu izlediğimiz 10 yılın sonuna geldik. Ortaya çıkışını, sıfırdan yaratılışını ve tamamlanışını adım adım takip ettiğimiz Louvre Abu Dabi kapılarını ziyarete açtı. Eserlerinden binasına, sergilerinden programlarına Louvre Abu Dabi dünyanın en önemli kurumlarından biri olmaya şimdiden aday.
Her şey, Fransa ve Abu Dabi hükümeti arasında kurulan işbirliğinin 2007 yılında duyurulmasıyla başladı. Abu Dabi’de sıfırdan kurulacak bir Louvre Müzesi olması fikri, kültür-sanat evrenselliğini gerçekleştirme hayali ve Orta Doğu coğrafyasını ön plana çıkarma açısından son yılların en heyecan veren gelişmelerinden biriydi. Anlaşma kapsamında Agence France-Museums adı verilen bir kurum kuruldu. Louvre Müzesi, Orsay Müzesi ve Pompidou Merkezi gibi Fransa’nın önde gelen 17 önemli kültür-sanat kuruluşu bu çatı altında bir araya geldi. Louvre Abu Dabi için iş başına geçen kuruluşlar, müzeyi yaratma sürecinde uzmanlık ve destek sağlamakla görevlendirildi. Günümüzde müzenin üst kademelerinde de bu kurumlardan birçok isim bulunuyor.
Her projede olduğu gibi en önemli meselelerden biri müze binası ve yeriydi. 21. Yüzyıl müzesi olacak olan Louvre Abu Dabi’nin evrenselliğini simgeleyen, adıyla özdeşleşebilecek ikonik bir bina yaratmak için Pritzker Ödüllü Fransız mimar Jean Nouvel görevlendirildi. Saadiyat adasında bulunan Louvre Abu Dhabi, bir müze şehri olarak tasarlandı. Adanın üzerine konumlanan müze, bölgenin alçak katlı yalın dokusundan ilham alan beyaz bina serilerinden oluşuyor. 55 binadan oluşan müze şehrinde galeriler, çocuk müzesi, restoran, kafe ve mağazalar var.
Müze Şehrinin en can alıcı noktası ise kubbesi. Müze binalarının neredeyse tamamını ve açık alanları kaplayan devasa kubbe, 180 metre açıklığında. Paslanmaz çelik ve alüminyum malzemeden yapılmış olan 8 katmanlı kubbeye gizlenmiş, 110 metre aralıklı 4 iskele bulunuyor. Başlı başına bir sanat eseri niteliğinde olan bu kubbenin katmanları üzerine çeşitli ebatlarda tekrarlanan 7.850 geometrik şekil görüyoruz. Şekillerin bir araya gelip oluşturduğu yıldızlar ve filtreler projenin en önemli noktası. Güneşin hareketini takip ederek sinematografik bir efekt yaratan kubbe, geceleri hem içeriden hem de dışarıdan görülebilen ’Işık yağmuru’ yaratıyor.
Medeniyetler ve kültürler arasında köprü kurmak, insanlık tarihi ve geçmişine ışık tutmak ve evrensel bir müze olma amacıyla yola çıkan Louvre Abu Dabi Müzesi’nin koleksiyonu misyonunu yansıtır nitelikte. Müzenin direktörü Manuel Rabate müze için ‘’Louvre Abu Dabi, anlattığı global hikaye ve benimsediği evrensel bakış açısıyla sanat tarihini yenilikçi bir şekilde yansıtacak ve gelen ziyaretçilere kendi hikayelerini ve başka kültürleri sunacak. Müzenin ikonik binası, insanlık hazinelerinden biri haline gelirken uluslararası diyalog için yeni alanlar yaratacak’’ diyor.
Tarih öncesi çağlardan başlayan, farklı dönem, coğrafya ve medeniyetlere dokunan koleksiyon, Modern ve Çağdaş sanata kadar uzanıyor. Müze koleksiyonuna ait olan 600 obje ve 13 partner organizasyondan ödünç alınan 200 eser, ziyaretçilerle 23 farklı sergi salonunda buluşuyor. Antik Mısır’dan Sarcophagi, Osmanlı Türban Başlığı, Paul Gauguin’in Children Westling Tablosu, Mondrian’ın Composition with Blue, Red, Yellow and Black’i müzenin kendi koleksiyonunda bulunan yıldız parçalardan sadece birkaçı. Bu özel eserler arasında Osman Hamdi Bey’in Okuyan Genç Emir Tablosu (A Young Emir Studying) de bulunuyor.
Fransa’nın önde gelen kültür-sanat kurumundan ödünç alınan ve 10 yıllık süreliğine Louvre Abu Dabi’ye getirilen yaklaşık 200 eser arasında birçok şaheser karşınıza çıkıyor; Van Gogh’un Otoportresi, Da Vinci’nin La Belle Ferronniere’si, Giacometti’nin Standing Woman II heykeli, Cezanne’ın The Red Rock’u ve fazlası artık Louvre Abu Dabi’de.
Müzenin ev sahipliği yaptığı eserler bunlarla sınırlı değil. Louvre Abu Dabi’nin bir diğer özelliği ise çağdaş sanatı desteklemesi ve sipariş üzerine sanatçılara özel işler yaptırması. Bu bağlamda 2 sanatçı iş başına geçti. Müze için özel olarak yaratılan ilk eser, Jenny Holzer’ın For Louvre Abu Dhabi (2017) adlı çalışması. Oyulmuş 3 taş duvardan oluşan çalışmanın üzerinde tarihi metinlerden parçalar yer alıyor. İtalyan sanatçı Giuiseppe Penone’un Leaves of Light (2017) adlı çalışması ise etrafındaki aynalarla etkileşime geçen bir görsel şölen sunuyor. Çalışmasıyla karşımıza çıkan bir başka önemli isim ise Ai Wei Wei. Çalışmalarıyla bu sene gündemden düşmeyen sanatçının Fountain of Light (2017) adlı çalışması, evrensellik kavramını ve globalleşmeyi sorguluyor.
Müzenin ilk sergisi ‘’From One Louvre to Another: Opening Museum for Everyone’’ 27 Aralık’ta açılacak. Sergi programları Fransız kurumlar tarafından hazırlanan ve gerçekleştirilen Louvre Abu Dabi’nin ilk sergisi, Paris Louvre Müzesi’nin tarihine odaklanıyor. Bu sergi, Louvre ve Château Versailles koleksiyonundan yaklaşık 145 tablo, heykel ve eşyayı Abu Dabi’ye getirecek.
Rakamlarla Louvre Abu Dabi
• Louvre isim hakkı Fransız Hükümetinden 30.5 yıllığına alındı.
• Süreli eserler 13 kurumdan 10 yıllığına ödünç alındı.
• Müzenin kuruluşu 10 yılda, inşaatı 7 yılda tamamlandı.
• Müze şehri yaklaşık 64.000 metrekare alan kaplıyor.
• Müzenin zemini için 50.000 metrekare kum taşındı.
• Müzenin kubbesi tüm alanın 3’te ikisini kaplıyor.
• Kubbe 7.500 ton ağırlığında- neredeyse Eiffel Kulesi kadar ağır.
• Müze kubbesinde 7.850 yıldız figürü bulunuyor.
• İç alan toplam 8.600 metre kare.
• Müzenin maliyeti neredeyse 600 milyon euro tuttu.
Simge Erdoğan