Banu Çarmıklı’nın sanat sevgisi çok eskilere dayanıyor. Kendisi uzun süredir devam ettirdiği koleksiyonerliğin yanı sıra, sanatı çok yakından takip ediyor. Londra University of Richmond’da Pazarlama – İş İdaresi bölümünü bitirdikten sonra yurt içi ve yurt dışında pek çok Sanat Tarihi kurslarına katılan Çarmıklı, sanat tutkusunu yazıya dönüştürmeyi başarmış. Çarmıklı’nın sanat üzerine yazılarını çeşitli yayınlardan ve içeriği her gün genişleyen blogu banucarmikli.com’dan izlemek mümkün.
Yaklaşan sezonda İstanbul’da gerçekleşecek olan iki büyük sanat fuarını göz önünde bulundurarak, sene içinde neredeyse hiçbir sergiyi kaçırmayan Çarmıklı’ya fuarlar ile ilgili tüm merak ettiklerimizi sorduk. Çarmıklı bizi sanat fuarlarınn en çekici yanlarından, dünyada kaçırılmaması gereken fuarlara, koleksiyonerliğe yeni başlayanlar için fuar gezme tavsiyelerinden, sanat tutkusuna kadar birçok konuda aydınlattı.
Sanata olan ilginiz nasıl başladı?
Evliliğimizin ilk senelerinde müzayedelere giderek klasik resim ve antika objeler toplardık. İleriki yıllarda gittiğim sanat tarihi kursları ve yurt dışı, yurt içi sergiler günümüz sanatına, yani çağdaş sanata, ilgimi arttırdı. Bu konuda okuduğum yabancı ve yerli kitaplar, makaleler, yurt dışında çıkan dergiler dünya çağdaş sanatı hakkında bilgi edinmemi sağladı ve bu serüven de başlamış oldu… Sanata olan ilgim hobi olmaktan çıkıp bir tutku halini aldı ilerleyen yıllarda.
Sanat koleksiyonunuzdan biraz bahseder misiniz?
26 senedir sanatla ilgileniyoruz. Önceleri eski Osmanlı Dönemi objeleri toplardık. Örneğin Beykoz cam siseler, parfüm şişeleri, armalı gümüş objeler gibi… Koleksiyonerci ruhu her zaman içimizde vardı. Türk Modern ve Çağdaş günümüz işleri de koleksiyonumuzda var.
Düzenli olarak takip ettiğiniz sanat fuarları var mı? Varsa bunlar hangileri
Düzenli olarak takip ettiklerim arasında Art Basel ve Frize Londra ve Frieze New York yer alıyor.
Yeni bir koleksiyoner, yılda sadece tek bir yurtdışı fuarına gidebilse, sizce hangi fuarı mutlaka görmelidir?
Bence mutlaka Art Basel’i görmelidir. Dünya Çağdaş sanatı hakkındaki yenilikleri görmek ve tabii ki dünya çapında başyapıt ve klasik resimleri görmek için de Art Basel çok keyifli bir durak.
Sizce sanat fuarlarının en çekici yanları neler?
Sanat fuarları bir süpermarket gibi, yok yok. Heykelden resme, enstalasyonlar, film ve video gibi birçok isi görebileceğimiz bilgilendirici ve öğretici etkinlikler. Yeni sanatçıları keşfetmek ve onlarla bire bir sohbet etmek için ideal yerler. İyi işlerin yanında kötü işleri de görmek izleyenin mukayese yapmasını sağlıyor. Kanımca, fuarlar gözü eğitmek için sunulmuş mükemmel yerler.
Sanat fuarlarının gezilebilen kısımları dışında küçük bir kitleye açık VIP programları ve herkese açık konferans programları var. Bu programlara katılıyor musunuz? Bu programların sanat severlere sağladığı faydalar sizce neler?
Tabii ki fuarlarda konferanslara katılmak faydalı. Kişinin kendini bu konuda geliştirmesi açısından önemli. Dünya sanatı hakkındaki yenilikleri öğrenmek, güncel konulara ve problemlere sanat ile daha farklı bakmayı öğretmesi açısından bu etkinlikleri anlamlı buluyorum. Bazen koleksiyonerlerin konuşmacı olarak katıldığı konferanslar da faydalı oluyor.
Fuarlarda yeterince yer verilmediğini düşündüğünüz tarzda eserler var mı?İstanbul’da yapılan sanat fuarları her geçen sene daha başarılı oluyor ve yurtdışı galerilerinin de katılmak istediği etkinlikler haline geliyor. Genç sanatçılarımızın işleri de dikkat çekiyor. Yalnız, fuarlarda heykel ve video işleri daha sık görmeyi isterim.
Fuarlarda en çok satışın ön açılışlarda yapıldığı sizce doğru mu?
Yurt dışı fuarlarında ön izlemede çoğu işin satıldığına birkaç kez şahit oldum. Bizde ki fuarlarda ise açılışlarda ve öncesinde de iyi satışlar olduğunu zannediyorum.
Koleksiyonerliğe yeni başlayanlara fuardan eser alma konusunda verebileceğiniz tavsiyeler, paylaşmak istediğiniz tecrübeleriniz var mı?
Koleksiyonerliğe yeni başlayanlara tavsiyem fuarları birkaç kez gezmeleri, ilgilendikleri sanatçılar hakkında çıkan kritikleri, yayınları takip edip okumaları olur. Sanatçı ile tanışıp birebir sohbetler yapmalılar. Yurt dışı sanat yayınlarını takip etmeliler. Bol bol sergi ve müze gezerek fikir sahibi olmak ve de gözü eğitmek önemli.
Siz sanatla ilgili tutkulu ve sürekli bir şekilde yazılar yazıyorsunuz. Sanat ile ilgili yazmanın sizin hayatınızdaki yeri ve amacı nedir?
Milliyet Sanat Dergisi, Vatan gazetesi ve Ekavartonline da yazılarım çıkıyor. Yurt içi ve yurt dışında gördüğüm sergileri yazıyorum. Önemli bulduğum yabancı makaleleri yazılarımda paylaşıyorum. Yazmayı seviyorum çünkü hem kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum hem de edindiğim bilgileri insanlarla paylaşmak büyük bir zevk veriyor. Aldığım olumlu yorumlar beni motive ediyor. Örneğin Bartın’dan, Eskişehir’den, Ankara’dan bir sürü takipçim Artblog’uma girerek yazılarımdan çok şey öğrendiklerini yazıyorlar ve çok seviniyorum. Yazı dilimin sade, akıcı ve bilgilendirici olması önemli. Dolayısıyla sanatla ilgili yazmak hayatımda çok önemli bir yer tutuyor. Beni beslerken okuyanı da bilgilendiriyor.
İlk aldığınız eser: Adnan Çoker’in bir tablosu
En çok sahip olmak isteyeceğiniz eser: Andy Warhol’dan bir eser
İlgi duyduğunuz sanat türü: Heykel ve video
Sanatın sizin için anlamı: Sanat hayatın anlamı ve yaşamın ta kendisi, bitmek tükenmek bilmeyen bir TUTKU