Prof. Dr. Aylin Seçkin’in Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde yürüttüğü Sanat ve Kültür Ekonomisi dersi kapsamında düzenlediği röportajlar serisi Artnet’in veri bilim departmanından sorumlu uzman Fabian Bocart ile devam ediyor.
Finans ve İstatistik alanlarında aldığı eğitimlerin ardından sanat piyasası ve veri bilimi üzerine yoğunlaşan çalışmalarıyla dikkat çeken Fabian Bocart, 2010’da kurduğu şirket “Tutela”nın Artnet bünyesine katılması ile beraber platform’da baş veri bilimci görevini üstlendi. Analitik ve istatistiki modelleme araçlarını kullanarak sanat piyasasına dair görülerini yükseltmeyi amaçlayan Bocart ve Artnet, hali hazırda kullanılan fiyat endeksleri, analiz raporları ve piyasa trendleri üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Sanat piyasasında öngörüyü veriler ile birleştiren ve kantitatif yaklaşımlar üzerine uzmanlaşan Bocart, bankaların ve risk fonu yönetimlerinin sanat alanında güvenli yatırımlar yapmasının da önünü açmıştır.
Prof. Dr. Aylin Seçkin’in Sanat ve Kültür Ekonomisi dersi kapsamında Fabian Bocart ile finans ve istatistik alanlarındaki çalışmalarının sanat piyasası ile bağlantılarını, farklı ekonomik araçların sanat piyasasını anlamadaki rollerini ve güncel değişimlerin piyasada yarattığı etkilerden bahsettiği buluşmanın kısa bir özetini sizler için hazırladık.
Aylin Seçkin: Artnet’ten Fabian Bocart ile beraberiz bugün, sanat ile ilgili veriler hakkında konuşacağız.
Fabian Bocart: Öncelikle davetiniz için teşekkür ederim. Sanat piyasası standartlarına göre büyük bir şirket olan Artnet’te baş veri bilimci olarak çalışıyorum. New York’ta bulunan 103 çalışanımız ile beraber çoğunlukla sanat müzayedelerinden gelen rakamlardan oluşan veri tabanımız üzerine çalışıyoruz. Öncelikle sunduğumuz bu veri tabanında dünya çapında düzenlenen müzayedelerde hangi eserlerin ne kadara satıldığı bilgisine yer veriyoruz. Öte yandan oldukça büyük bir platform olan Artnet’te yaptığımız diğer şey ise galerilere kendileri için belirlediğimiz sayfalarda sanatçılarının eserlerine yer verebilecekleri ve satış yapabilecekleri bir alan oluşturmak. Ayrıca tıpkı Sotheby’s ve Christie’s gibi çevrimiçi müzayedeler de düzenliyoruz. Tabii ki çevrimiçi yürüttüğümüz bu çalışmaların hepsi bu sene yaşanan olaylardan dolayı oldukça yükselişe geçti. Son olarak belki de platformun en çok bilenen ve her ay 3 milyona yakın ziyaretçi alan içeriği Artnet haberlerinden bahsedebiliriz. Aslında verinin farklı kullanım şekillerine odaklanan Artnet’te yeni verilere ulaşmak, verileri yeni yorumlama şekillerine açmak gibi konularda yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
Konuyu biraz daha detaylandırmak adına ekonomide kullanılan “fiyat endeksi” kavramından biraz bahsetmek istiyorum. Piyasanın hareketlerine dair bir fikir elde etmek amacıyla daha büyük bir ölçekte fiyat endekslerine bakıyoruz. Bir sanatçının eserlerinin satıldığı fiyatlara tek tek bakmak yerine oluşturduğumuz fiyat endeksiyle sanatçının belirli bir zaman aralığında satılan bütün eserlerinin satış fiyatlarının bulunduğu bir grafik oluşturarak gözlem yapıyoruz. Bu bilgiler trendleri belirlemede ve takip etmede koleksiyonerler ve sanat danışmanları tarafından yoğun bir şekilde kullanılıyor. Piyasada yaşanan spekülasyonları takip etmede de fazlasıyla işimize yarıyor hazırladığımız endeksler. Ayrıca müşterilerimize fiyatları takip ederek gelecek eserlerin satış rakamları hakkında, sanatçının eserlerinin fiyatlarının düşeceği veya yükseleceği tahminlerinden oluşan öneriler de sunuyoruz. Sanat piyasasını yakından takip etmemize olanak sağlayan bu çalışma sigorta uzmanları tarafından risk yönetimi alanında muhtemel dolandırıcılık vakalarına karşı tedbirli olmak amacıyla da yoğun olarak kullanılıyor. Önemli bir diğer nokta ise sanat piyasası için hazırlanan endeksler hukuk uzmanları tarafından miras durumlarında eserin değerinin belirlenmesi gibi alanlarda da sıklıkla başvurulan kaynaklar arasında yer alıyor.
Son olarak belki de bu endekslerin ilk kullanım şekli akademisyenler tarafından sanat eseri almanın bir yatırım aracı olarak işlev görüp görmeyeceğini anlamaya yönelikti. Eğer doğru eserleri doğru zamanlarda satın alırsanız bu yatırımın size iyi geri dönüşler sağlayacağını bu yöntem aracılığıyla öğrenmiş olduk.
A.S: Açıkçası bulunduğumuz noktada büyük çaplı sanat alımlarının yarattığı etki iyi bir yatırım aracı olmaktan ziyade alan kişinin ve sanatçının tanınmasına ve pazarlanmasına katkıda bulunuyor. 2017 yılında Michel Basquiat’nın eserine rekor bir rakam ile sahip olan Yusaku Maezawa’nın sahip olduğu şirketin tanınırlığının birden artması gibi örnekler ile de karşı karşıyayız. Tekrar sanat alım satımını bir yatırım aracı olarak değerlendirdiğimiz noktaya geri dönmek istiyorum. Bu alanda çalışmalar yaptığın “Tutela Capital” şirketinin piyasada karşılaştığı zorlukları merak ediyorum.
F.B: 2010’da sanat alanına geçmeden önce yatırım bankacılığı konusunda çalışırken meslektaşlarım ve akademiden arkadaşlarım ile yatırımcıların sanat alanındaki faaliyetlerini daha iyi yönetebilmelerine yardımcı olacağını düşündüğümüz “Tutela Capital”i kurduk. Sanat, şarap ve gayrimenkul alanlarında çalışmalarımızı genişlettik. Yatırımcıların sanat alırken sunduğumuz istatistiki modelleri ve verileri kullandıkları durumlarda oldukça iyi geri dönüşler aldıklarını farkettik. “Tutela” 2016 yılında Artnet tarafından satın alındığı zaman ben de çalışmalarıma Artnet ile ilerledim. Sanat ve finans dünyası için önemli olabilecek modeller üretmeye devam ettik ancak benim şimdi odaklandığım alan veri bilimi. Sanat alanına risk fonu ve bankalarda kullanılan yöntemleri koleksiyonerlere, yatırımcılara ve galeri sahiplerine tanıtmanın yollarını arıyoruz. Genellikle içgüdüleri ile hareket eden insanları farklı yöntemler ile tanıştırmak, içgüdülerini ve hali hazırda sahip oldukları bilgileri de modellerimize uygulayabilecekleri çalışmalar konusunda araştırma yapıyoruz. Artnet olarak şeffaflığa inanıyoruz ve çevrimiçi olarak müzayede sonuçlarını 1990’larda paylaşan ilk şirket olarak bu sektörün içinde uzun yıllardır bulunuyoruz. Bulunduğumuz noktada savunduğumuz bu şeffaflığı daha da genişletmek için uğraşıyoruz çünkü ilgililere sunacağımız yeni araçlar ile sahne arkasında olan değişimleri anlaşılabilir hale getirmek istiyoruz. Aslında bu alanda yürüttüğümüz en büyük çalışma Artnet haberleri, herkese açık bir şekilde ücretsiz yayınlanan haberler ile sanat piyasasında olan bitenleri geniş kitlelere doğru bilgiler ile ulaştırıyoruz.
A.S: Pandemi döneminde çoğalmak ile beraber geçtiğimiz birkaç yılda çevrimiçi sanat satışlarının önemli ölçüde yükseldiğini görüyoruz. Bu gözlemden hareketle, sosyal medyadan, örneğin Instagram’daki beğeni sayılarına dayanarak, bu alanda nasıl veriler toplayabiliriz. Diğer sorum ise çevrimiçi gerçekleşen satışlardan elde edilen veriler ile sanat piyasasından elde ettiğiniz endeksi karşılaştırdığımızda, müzayedeler ve çevrimiçi satışlar arasında nasıl bir fark var?
F.B: Sosyal medya verilerinin oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Hangi sanatçının ne kadar beğenildiği, kimin hangi içeriğin altına nasıl yorumlar bıraktığı gibi konulara dikkat edilmeli. Geçmişte bir sanat fuarını ziyaret ettiğimiz sırada galeri defterlerinden birine önemli bir galericinin genç bir Afrikalı sanatçı hakkında yazdığı olumlu görüşlerini gördük. Sanatçının ileride galeri bünyesine katılma olasılığını düşünerek eserlerini satın almaya başladık. Aslında sosyal medyada da işler böyle ilerliyor, önemli bir koleksiyonerin hangi sanatçının eserleri altına yorumlar bıraktığı ilerleyen günlerde yapacağı bir satın alma işleminin habercisi olabiliyor. Artnet olarak bu tarz bilgilerin değerini biliyor ve bu alanda da sosyal medya verilerini sıkı bir şekilde takip ediyoruz.
A.S: Bu arada her zaman çevrimiçi satışların destekçisi oldum ve sanat dünyası için birincil sanat piyasasında gerçekleşen satışların verisi hiç bu kadar açık ve ulaşılabilir olmamıştı. Bunun ayrıca önemli olduğunu düşünüyorum.
F.B: İkinci soruna gelecek olursam, sormana sevindim çünkü çevrimiçi ve fiziksel satışlar hakkında bir analiz gerçekleştirdik. Aslında birincil ve ikincil sanat piyasalarında gerçekleşen satışların birbirine ne kadar yakın olduğunu görmek seni şaşırtabilir. Piyasa düşündüğümüzden daha verimli çalışıyor. Aynı anda düşük fiyatlı bir ürünü satın almak ve yüksek fiyatlı bir ürünü satmak ilkesine dayanan “Arbitraj Fırsatı” çevrimiçi ve fiziksel satışlarda kendisini göstermiyor. Birincil sanat piyasasında yer alan önemli eserlerin satışları ile ilgili fiyat bilgileri elimize ulaşmayacak gibi duruyor çünkü galeriler bu satışları hala fiziksel olarak gerçekleştirmeyi tercih ediyorlar. Bu anlamda çevrimiçi platformlarda gördüğümüz fiyatlar tam olarak bütün resmi yansıtamıyor bu yüzden. Ayrıca aynı durumu fiziksel ve çevrimiçi müzayedelerde de gözlemleme fırsatımız oldu. Aslında bu fiyat farkının sebebi satış yapılan platformun çevrimiçi olmasından değil satılan eserlerin tür ve önem farkından kaynaklanıyor. Müzayedeler ellerindeki en önemli eserlerin hala salonlarda satılmasını tercih ediyorlar. 2020 ise bu tamamen değişti çünkü çevrimiçi satışlar fiziksel satışlardan daha iyi sonuçlar sağladı. Daha fazla insanın eserlerini çevrimiçi satmaya daha sıcak baktığını gözlemleyebiliyoruz. Bu yaşanan değişim ile beraber iki satış şekli arasındaki farklılıkların azalmaya başladığını görebiliyoruz.
Konuşmanın tamamına bu link üzerinden ^hWFR9tD şifresini kullanarak erişebilirsiniz.
Hazırlayan: Badenur Özcan