2009 yılında eski mekânı Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’nde başlatılan restorasyon nedeniyle kapanan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, bu uzun aranın ardından, yeni mekânında, küratörlüğünü Ayşe Köksal ve Burcu Pelvanoğlu’nun yaptığı ve müzenin daimi sergisi olan “Koleksiyon Sergisi” ile 9 Ekim 2022 tarihinde yeniden açıldı. Osmanlı ve Erken Cumhuriyet döneminden 1980 sonrasına uzanan geniş bir resim ve heykel seçkisine sahip sergide, 277 sanatçının 749 eseri sergileniyor. Bu sergi, kendi alanlarında uzman sanat tarihçilerinin belirlediği kurgusuyla, Türk plastik sanatlarının tarihi için yeni bir değerlendirme öneriyor.
Tophane Meclis-i Mebusan Caddesi üzerinde bulunan ve 1958 yılında mimar Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanan Antrepo No:5, yeni müze binası olarak kullanılıyor. Yapı, Ağa Han ve Mies van der Rohe ödüllü ve kendisi de bir Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi mezunu mimar Emre Arolat tarafından Eldem’in orijinal betonarme ızgara iskeleti korunarak ve eski cepheye referans veren cephe düzenlemesiyle yenilendi.
Betonarme ızgaraya yerleştirilen ve binanın cephesinde de izlenebilen, yapının endüstriyel “liman” geçmişine referans veren konteynırlar, içeride sergi salonları olarak kullanılıyor. Toplam 6 bin 250 metrekare sergileme alanına sahip müzede, “Koleksiyon Sergisi”, bu konteynırlardan oluşan 37 sergi salonu ile birinci kattan başlayarak yukarı doğru kronolojik olarak yapının üç katına yayılıyor. Müzede aynı zamanda süreli sergiler için ayrılan bir geçici sergi alanı da mevcut. 4 katlı müzenin en üst katında oluşturulan kütüphanenin dışında, giriş katında sanat kitapları ve müze koleksiyonu temalı hediyelik eşyalar bulunabilen bir müze dükkânı ve yine aynı katta bir kafe de bulunuyor. Müzenin konferans salonu ise sanatçı, koleksiyoner konuşmalarına, çeşitli sempozyum ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Müzenin Asırlık Geçmişi
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı müzenin hikayesi aslında Cumhuriyet öncesine dayanıyor. Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü görevini ağabeyi ressam ve arkeolog Osman Hamdi Bey’den devralan Halil Edhem, bir “resim ve oyma eserler” müzesi kurma girişimlerini başlatır, toplayabildiği eserler ve genç ressam adaylarının Avrupalı sanatçıları tanıyabilmesi adına yaptırdığı kopya resimlerle müzenin ilk koleksiyonunu oluşturur. 1917 yılında Sultan V. Mehmed Reşat tarafından bir müze kurulmasına dair yönetmelik onaylanır, ancak çeşitli sebeplerle müze bir türlü açılamaz. Erken Cumhuriyet dönemi müzeciliğinin esas ilgisiyse, sanattan ziyade arkeoloji ve etnografyaya yöneliktir; bu yüzden güzel sanatlar müzesi kurulması hayali bu dönemin ancak sonlarında gerçekleşir. Müzenin açılması ancak Cumhuriyet’in ilanından 14 yıl sonra, 1937 senesinde Atatürk’ün emriyle mümkün olur. Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi, Resim ve Heykel Müzesi’ne tahsis edilir. Müze ise Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne bağlanır. Takip eden yıllarda farklı sebeplerle bir açılıp bir kapanan müze, en sonunda 2009 yılında küratörlüğünü Zeynep İnankur ve Semra Germaner’in yaptığı, 1937 tarihli açılış sergisine referansla düzenlenen Serginin Sergisi ile Veliaht Dairesi’ne veda eder. Tekrar açılması ancak 2022 yılında yeni binadaki tüm hazırlıkların tamamlanmasıyla mümkün olur.
Açılış Süreci Sergileri
Aslında müze bir süredir çeşitli etkinliklerle kısmen de olsa görülebiliyordu. Müze binası, ilk olarak 2019 yılında düzenlenen 16. İstanbul Bienali’nin mekanlarından biri olarak kullanıldı. Daha sonra 2021 yılının Aralık ayında, küratörlüğünü Zeynep İnankur, Burcu Pelvanoğlu ve Ali Kayaalp’in yaptığı, 1937 ve 2009 sergilerini müzenin yeni adresine taşıyan Serginin Sergisi II açıldı.
Uzun bir kapalı kalışın ardından, MSGSÜ Sanat Tarihi öğretim üyelerinin düzenlediği bu sergiyle, Müze yeniden İstanbul’un kültür hayatını belirleyen unsurlardan birisi olarak ortaya çıktı. Zeynep İnankur tarafından düzenlenen ve Mart 2022’de açılan Osman Hamdi Bey sergisi ise müzenin kalıcı sergilerinden biri olarak planlandı. Ülkedeki en geniş Osman Hamdi Bey koleksiyonunu barındıran sergide, aynı zamanda sanatçıya ait daha önce hiç görülmemiş berat, nişan, madalya ve palet gibi pek çok belge ve kişisel eşyayı da yakından inceleme imkanı sunuyor. Ali Kayaalp ve Uğur Derman küratörlüğünde düzenlenen “Güzel Sanatlar Akademisi Hat Koleksiyonundan Seçmeler ile Türk Resminin Kaligrafik Eğilimleri” sergisi ise 2022 yılının Nisan ayında açıldı ve halen devam ediyor. Birbirine bağlı iki odada sergilenen hat levhaları ve kaligrafik pentürler, eski yazıyla modern resim arasında bağlantı kuruyor ve geleneksel sanatın Batı tarzı resimle kurduğu ilişkileri yorumluyor. Bu süreli sergi, aynı zamanda Müze’nin kataloğu ilk basılan sergisi olarak da öne çıkıyor.
Aygen Demiriz