1 – 7 Mayıs 2017 haftasında dünya sanat piyasasının kalbi New York’ ta atıyor. Odağında Frieze New York Art Fair olan fuarlar arasında, Context & New York Art Fair, Tefaf NY Spring, 1:54 African Art Fair, Collective Design bulunurken, şehirdeki bir çok müze ve galeride özel etkinlikler var. Bu arada şehirdeki sanatseverler 11 Haziran’a kadar süren Whitney Bienali’ni görmeyi de ihmal etmemeli.
Art50.net olarak size bu önemli sanat haftasının en kayda değer etkinliklerini, Prof. Aylin Seçkin’in* izlenimleri ile sunacağız.
Art New York ve Context
Fuarda tanınmış sanatçıların bilinen sevilen eserleriyle birlikte dikkat çekici sanatçılar ve farklı işler de vardı. Art New York’a bu sene Türkiye’den sadece Galeri Selvin var. Art New York’ta en çok beğendiğim New York’taki yegane art temsilcimiz Galeri C24 standı oldu. Seçkin Pirim’in mavi heykeli ve kağıtlarla yaptığı diğer heykel çalışmaları ile Christain Vincent’ın yağlı boya iki tablosu , İsviçreli sanatçı Katia Loher’in ilginç video yerleştirmeleri ve Carole Feuerman’ın svarowski taşlı şapkalı yüzücü kızı ve İrfan Önürmen’in muhteşem üç boyutlu tül tabloları C24’ün işlerini oluşturuyordu.
Art New York’ta Espace Meyer Zafra Gallery’den Venezuelalı sanatçı Manuel Merida’nın turuncu (Cercle orange signalisation) adlı kinetik kum saati ve Bernice Steinbaum Gallery’nin sanatçısı Enrique Gomez de Molina’nın böcek kabuklarından yaptığı 90 bin dolara satışa sunulan dev fil kafası en çok akılda kalan eserlerdendi.
Context’te ise birbirine benzer işler veya çok ilgi çekmeyen irili ufaklı galeriler de vardı. Context’te benim gözüme çarpan iş Connect Gallery sanatçısı Craig Alan’ın Bandeau Blanco adlı kağıt ve kristal taşlarla süslü elbisesi ve Castle Fitz Johns Gallery’den Whlsbe’nin Vandal Gummy adlı dev pleksiglas ayıcık şeker heykelleri oldu.
Elbette bilinen sanatçıların bazı işlerini sunan galeriler de vardı. Jeff Koons, Banksy, Roy Lichtenstein eserleri akılda kalan klasiklerdendi.
Frieze Art Fair
Bu sene Frieze geçen seneki kadar koleksiyonere ev sahipliği yapamadı. Bunun en önemli iki sebebi 7 Mayıs’ta Fransa’da yapılacak genel seçimler ve Venedik Bienali’nin gelecek hafta başlayacak olmasıydı. Dikkat çeken işler arasında Anish Kapoor’un eserleri geliyordu.
Ayrıca George Baselitz’in bir tablosu 850.000 dolara, Obama’nın konu olduğu çalışma ise 500 000 dolara alıcı buldu.
Fuarda yeni emerging Avrupa galerileri dikkat çekiyordu. P3 kısımın 3D bilgisayar oyunları, teknolojinin ve tekno müziğin ağırlıkta olduğu erişkin erotik çizgi filmi fuarın en akılda kalan video işlerinden biriydi.
Türkiye’den Rampa Galeri’nin İlbar Güreş, Nevin Karadağ ve Vahap Avşar’ın işleri ilgimi çekti.
1:54 Contemporary African Art Fair
1:54 Contemporary African Art Fair çok güçlü bir şekilde gelen Afrika Sanatı’nın New York’ta hissedilen ayak sesleri gibi. İşler çok güçlü, derin ve hikayesi var. Yokluk içinde bir kıtanın geridönüşümle hayata tutunması, yaratıcılığın temelindeki kuvvet. Afrika diyasporası özellikle Londra’da Nijeryalı sanatçıların eserlerini toplaması, Londra sanat piyasasının dikkatini çeken Afrika yaratıcılığı, doğru zaman ve finans ve sanat piyasasının kalbi olan Londra’dan başka yerde gelişemezdi. New Yorklu koleksiyonerler Afrika sanatına mesafeli. Zako Ve daha çok bilindiği için fiyatları yüksek, 70 bin dolar civarı. Parisli (S)ITOR Gallery Senghor’un sanatçısı Nu Barreto’ nun Desunited States of Africa eseri fuarın en dikkat çeken ve hafızalara kazınan işi. Bir diğer galeri Londra piyasasının öncü galerilerinden Jack Bell, Ed Cross Fine Art ve Vigo Gallery. Demografi ve sanat piyasası arasında bir dinamik var ve bunu Afrika için çok gözlemlemek mümkün. Fuardaki işlerin çoğu hala makul fiyatlarda ama 10 yıl sonra bu eserlerin fiyatları çok yükselecek. Gezmesi çok zevkli bir fuar.
Whitney Bienali
Bu sene ilk kez Meatpacking bölgesindeki yeni binasında 63 sanatçı, ikili ve sanat kolektiflerinin katıldığı fuar politik mesajlarla doluydu. Özellikle Dana Schutz ‘un 1955’te beyaz bir kızla çıktığı dedikodusu üzerine linç edilerek öldürülen (Open Casket) Dana Schutz’s painting Open Casket Afro Amerikalı Emmett Till’in yarı soyut işi ile Henry Taylor’ın 2016 yazında rutin trafik kontrolü sırasında polis tarafından vurulan Philando Castile isimli Afro Amerikalı genci konu alan The Times They Aint a Changing Fast Enough! adlı çalışması oldu.
Siyasi sanatçılar Dana Schutz’un işini eleştirirken bu işe daha sempatiyle baktılar. Fuarda dikkat çeken diğer iki iş ise Samara Golden’in aynalarla yaptığı yerleştirmeydi. “The Meat Grinder’s Iron Clothes” adlı çalışma distopik ayna kombinasyonlarından oluşan sekiz katlı bir binanın farklı odalarını gösteriyor. Bir kat bir hastane odasını, bir diğeri modern bir salonu, bir başka kat ise pis tuvaletlerin olduğu bir hapishaneyi, bir diğeri de modern bir ofisin içini bize gösteriyor. Seyirciyi dikizleme zevkinin doruklarına çıkaran, gerçeklerin pis yüzüne vurgu yapıyor.
Son olarak da John Kessler’in Exodus ve Evolution adlı yerleştirmeleri; Evolution selfie takıntılı, arkalarından yükselen dalgaların bile farkına varamayan çifte hicivle yaklaşıyor.
*Sanat piyasası üzerine önemli çalışmaları bulunan ekonomi profesörü Aylin Seçkin, bu yıl çeşitli konulardaki araştırmalarını San Francisco ve Ottawa’ da yürütmektedir.