Kapak görseli: Banksy
“The Art of Banksy” dünya prömiyeri, 14 Ocak’ta İstanbul’da yapılıyor. Banksy’nin yapıtlarını bir araya getiren en büyük koleksiyon Global Karaköy’de sanatseverlerle buluşuyor. Steve Lazarides’in küratörlüğünde gerçekleşen sergide gerek sanatçının özel koleksiyonundan, gerek koleksiyonerlerden alınan 100 eser görülebiliyor ve izleyiciler eserleri İngiltere’den seçilmiş farklı mekan kurgularının içinde deneyimliyor. Peki Banksy neden bu kadar önemli? Sokak Sanatı nedir? Biraz hatırlayalım istedik.
İlk graffiti örnekleri basit, yalın çizgilerle duvarlara yazılan politik sloganlardır ve bu anlamda bakıldığında tarihi 2. Dünya Savaşı’na kadar uzanır. Sokak Sanatı, galerileri ve müzeleri içeren sanat ağlarından bağımsız olmak ve izleyiciyle doğrudan buluşmak isteyen sanatçıların yaratılarıyla doğdu. 1960’larda ilk dönemlerini yaşadı, 1970’lerde olgunlaştı ve -özellikle 1980’lerin başlarında graffitiyle birlikte New York’ta büyük bir yükselişe geçti. Dönemin sosyal gelişmeleriyle yakından ilgili olan bu sanat türü, provokasyon yaratmaya, tepki göstermeye, gündemi yakalamaya ve kitlelere mesaj vermeye çalışır.
Sokak sanatının yazıdan uzaklaşıp daha resimsel bir yapıya bürünmesi, 1980’lerde Keith Haring, Jean Michel Basquiat ve Richard Hambleton, René Moncada gibi sanatçıların deneyleriyle gerçekleşti.
21. yüzyıla gelindiğinde Sokak Sanatı müzelere, müzayedelere ve fuarlara girmeye, galerilerde yaygınlıkla yer bulmaya, başka bir deyişle eleştirdiği sanat tüketim çarklarına dahil olmaya, onun tarafından ehlileştirilmeye başladı ve bu yönüyle çok büyük tartışmaların odak noktası haline geldi. Banksy ise bu alanda günümüzde Jeff Koons ya da Ai Weiwei gibi star mertebesine erişen ve konuya ilgi duymayanların bile isminden haberdar olduğu belki de tek sanatçı. Banksy’nin çalışmalarını mutlaka görün, sanatçının yaşamından ilginç bilgiler sunan ve Artlog kitaplığımızda yer verdiğimiz kitabı da sergiye gitmeden önce okumanızı öneririz.
Sokak sanatı alanında işler üreten sanatçımız Cins‘i keşfedin