Beyoğlu ve Tophane’de birçok sanat mekânı 14. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapıyor. İlk olarak Arter’de Bracha L. Ettinger’in tuval üzerine yağlıboya ve elektrostatik baskı gibi farklı teknikleri birleştiren yapıtları akla bilinçaltı ve bellek gibi olguları getiriyor. (Vol.1 için tıklayın)
Öte yandan burada en çarpıcı işlerden biri Mikro Makro 1001 Çizim ile Christine Taylor Patten’a ait. Sanatçının mürekkeple ürettiği 2,5 x 2,5 cm’lik çizimler oluş/süreç kavramını ele alıyor ve bir noktadan yola çıkıp dalgalar halinde ilerleyen bir dönüşüm ortaya koyuyor. Arter’in galeri katı boyunca sıralanan işlere Patten’ın Imagine adlı büyük bir çizimi eşlik ediyor.
Pera Müzesi’nde bienal kapsamında Ania Soliman’ın Bir Çizimler Serisi ve Şeyin İçinde Hiçbir Şey Yok adlı yerleştirmesini izlemek mümkün. Çizimden üç boyutlu objeye uzanan birçok mecrayı birleştiren Soliman antropolojiyle yakından ilgileniyor ve insan-nesne ilişkisinin zaman içinde nasıl tanımlandığı üzerine düşünce alanı açıyor. Salt Galata’da ise Zeyno Pekünlü’nün Minima Akademika/Magnus adlı işi son derece ilginç. Devam eden projenin ütopik ve asla gerçekleşmeyecek bir amacı var: dünyadaki tüm akademik bilgiyi öğrencilerin sınavlardan sonra buruşturup attığı gerçek kopya kağıtları üzerinden derlemek.
Salt Beyoğlu’nda bienalden bağımsız olarak gerçekleşen “Nerden Geldik Buraya?” da görülmeye değer. Sergi, 1980 sonrasında Türkiye’de izlenen neoliberal politikaları, paralelinde gelişen toplumsal yapıyı ve tüm bu dinamiklerin popüler kültüre yansımasını dönem sineması, dergiler, televizyon programları gibi mecralar üzerinden irdeliyor. Serginin 80’li yıllara meraklı izleyiciler için en güzel sürprizi artistik patinaj efsanesi Katarina Witt’in Michael Jackson’ın Bad şarkısı eşliğinde 1988 Calgary Olimpiyatları’nda sunduğu tarihe geçen gösterisi kuşkusuz. Bir diğer dikkat çekici yapıt da Barış Doğrusöz’ün Paris vakti: Harita ve Topraklar adlı yerleştirmesi. Yapıt 12 Eylül 1980 ile Türksat 1B’nin uzaya gönderildiği 11 Ağustos 1994 tarihleri arasında Fransız televizyonlarında Türkiye ile ilgili olarak yayınlanan haberlerin derlendiği videolar ile haberlerde kullanılan Türkiye haritalarının veri görselleştirme mantığıyla sergilendiği baskı işlerden oluşuyor.
Tophane’de Cevdet Erek’in ses yerleştirmesi Bir Ritim Mekanı yakında yıkılacak bir garajı ses ve mimari ögeler aracılığıyla dönüştürüyor. Özel İtalyan Lisesi’nin farklı katlarında bulunan İz Öztat & Fatma Belkıs, Esra Ersen, Elena Mazzi, Cheng Ran ve Irena Haiduk’un yapıtlarını da bu her zaman girmenin mümkün olmadığı binada görmeden geçmeyin. Özellikle Öztat ve Belkıs’ın Suyu Kim Taşır isimli çalışması Loç Vadisi’nde yapılması düşünülen hidroelektrik santraline direnen halka yöreye özgü tülbentlerle selam duruyor ve elektrik enerjisi kullanılmadan da üretim yapılabileceğinin altını çiziyor.
Bienalin görece periferide kalan bir diğer ilginç durağı Küçük Mustafa Paşa Hamamı. Burada başarılı sanatçı Wael Shawky’nin Cabaret Crusades III: The Secrets of Karbala adlı video çalışması mutlaka görülmeli. Mekanın atmosferiyle birleşerek izleyiciyi kuşatan yapıt, Haçlı Seferleri’ni bir Arabın gözünden anlatan bir seri filmin üçüncüsü. İşin en çarpıcı yönü de sanatçının kahramanlarını cam kuklalar olarak seçmesi ve çekimlerde kırk kişilik bir ekibin görev yapması.
Bienalin son günleri yaklaşırken bu heyecan verici sergileri kaçırmayın. Sanat etkinliklerinden haberdar olmak için Art50.net e-bültene üye olmayı ve fuar, bienal gibi etkinlikleri sizler için derlediğimiz Artlog sayfamızı düzenli olarak ziyaret etmeyi unutmayın.
Bienalin kavramsal çerçevesi için tıklayın