Bahar Artan Oskay, figüratiften soyuta, akış içerisinde evrilen, değişen ve dönüşen resimleri ile her seferinde yeni maceralara birer pencere açıyor. İlham aldığı avangard sanatçıların üslup ve yönelimlerini içselleştiren ve günlük hayatından aldığı kesitleri adeta birer yapboz parçaları gibi tuvallerinde inşa eden Oskay ile sanatsal pratiği üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Oskay, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Ana Sanat Dalı Sanatta Yeterlik programını tamamlayan Bahar, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde bölüm başkan yardımcısı olarak görev yapıyor.
Sanata olan ilgin ne zaman başladı?
Sanata olan ilgim her gün yeniden başlıyor. İlk ne zamandı emin değilim, ama ömrümün sonuna kadar devam edeceğinden hiç şüphem yok.
Kronolojik olarak çalışmaların figüratiften soyuta gidiyor. Modern sanatın gelişim ve kronolojisi ile de bir paralellik var sanki… İlk dönem resimlerinde verdiğin Matisse, Picasso gibi referanslar ve sonrasında vardığın soyut kompozisyonlar ile bu tarihsel süreç arasında bir bağ kurabilir miyiz?
Son yüzyıl sanat tarihini incelediğimizde pek çok sanatçının ilk dönemlerinde figüratif resimler yaptığına ve sonrasında soyuta doğru eğrildiğine şahit oluruz. Benim de resimlerimin ilk dönemleri figüratif ağırlıklı olmuştur. Daha sonraları figüratif soyutlama, ardından soyutlamalara ve en son soyuta dönüşmüştür. Dönüşüm ilerledikçe soyut kaçınılmaz oluyor. Bunu, sanatın ilerleyişini mercekten bakmaya benzetebiliriz. Öze yakınlaştıkça daha çok detaya ulaşırız ve bu özü değiştirmez sadece referans verir. Avangard sanatçılar ileri sanatın ne olacağı konusunda yol gösterirler. Onlardan etkilenmek ve sanatlarını noktaladıkları yerden devam etmek gereklidir. Kendime hep şu soruyu sorarım;
Eğer Matisse’in 200 yıl yaşama şansı olsaydı, şu an sanatında ne gibi değişimler olacaktı?

Art50.net’te yer alan, son dönem çalışmalarında ‘yokluk’ kavramından bahsediyorsun. Bunu biraz açar mısın?
Son dönem çalışmalarımın çıkış kaynağı, figüratif soyutlama dönemimde üretmiş olduğum ‘Form in the Lab of God’ adlı çalışmamın yok edilişi oldu. Bu süreç, resmi yüzlerce kare parçasına bölüp/kesip, aralarından rastgele seçtiğim parçaların birleşmesi, yeniden kompoze edilmesiyle başladı. Aslında, bu aynı zamanda kontrollü yaratının kontrolsüz birlikteliğidir diyebiliriz…‘Yokluk’ kavramı bu süreçte ortaya çıktı. Resimlerimde oluşturduğum katmanlar ve boşluklar, yokluğu daha derin hissetmeme neden oldular.
Çalışmalarında 3. boyuta da geçişler var, bundan sonrası için yeni projelerin var mı? Heykele ya da başka bir mecraya dönüşebilir mi?
Evet, haklısınız, 3. boyuta geçişler var. Bundan 5 yıl önce bana 3 boyutlu çalışır mısın diye sorsaydınız, cevap veremezdim. Zira bu bir akış, öngörülemez bir süreç… Ürettikçe sanat sizi farklı maceralara sürüklüyor. Bunu öngörebilseydik sanatımızdan heyecan almadığımız gibi aynı zamanda ilerleyemezdik de. Açıkçası ben de sanatımın beni nerelere götüreceğini merak ediyorum.
Üretim sürecinden bahseder misin? Seni tetikleyen unsurlardan biri özümsediğin sanat tarihi, bu sadece bir kısmı, kendi özgün üslubunu oluşturma sürecinde başka ne gibi unsurlar var?
Sanatımı üretirken genelde zihnimin yorgun olmadığı saatleri seçerim, üretimlerim süreçlerim genelde sabahları çok erken saatlerde olur. Sabahları gün ağarmadan çoğunlukla yolda olurum, bu yol süreci benim için bir meditasyondur. Yolda geçirdiğim zamanlarda zihnimde biriken ufak bir detay resimlerime yansır ve orada tekrar canlanır. Detaylar kendi içerisinde katmanlara ayrılır, kısmi olarak yok olurlar. Bu yok oluş, boşluklar, sürekli yorumlanabilir bir varlığın temsilidir, aslında.

Sana çok büyük bir bütçe verilse ve bu bütçe ile yalnızca bir eser satın alabilecek olsan, hangi sanatçının, hangi eserini alırdın?
Henri Matisse’in 1905 yılında yapmış olduğu ‘Açık Pencere’ adlı tablosunu alırdım.
Art50.net ile nasıl tanıştınız? Türkiye’nin önde gelen online sanat platformlarından birinde yer almakla ilgili düşüncelerin/beklentilerin neler?
Art50.net ile yakın bir arkadaşımın sayesinde tanıştım. Özenli çalışma prensibi beni etkiledi.
İçerisinde bulunduğumuz dönemde sergi gezme fırsatın oluyor mu? Oluyorsa, seni etkileyen son sergiler neler oldu?
Pandemi nedeniyle maalesef son dönemlerde sergi gezme fırsatım olmadı.
Son dönemde oldukça gündemde olan NFT ile ilgili gelişmeleri izliyor musun? NFT çalışmaların ya da planların var mı?
Henüz çok yeni ve sürprizli…
Bahar Artan Oskay’ın Art50.net’te yer alan eserlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Röportaj: Sena Arcak Bağcılar