Geçmişi Görmek ya da Okumak / Batıkan B. Bostancı Son Perde Heykel Serisi
Geçmiş uzun bir söylemdir çünkü geçmiş bir zamanlar şimdiki zamandı. Gerçekleri barındırdığı kadar hayalleri de barındırır. Bu nedenle bir iç söylemdir belki de.
Yazının söylemi de hayata aittir başka bir dünyaya değil. Tıpkı gazete söylemleri gibi. Ama yaşanmışlık zaman içinde yüz değiştirir, yaşlanır da. Ama gazetelerin aynasında durum başkadır. Birkaç perdelik Drama benzer bu. Yılların akışını ve bu akışın içinde insanın çember içine alınmasını içerir…
Bu perdelerin birçok sahneleri vardır: Eskiyen zaman her şeyi alıp götürmüştür aslında ama yazılar resimler kalmıştır. İnsan, o anın duyumlarını, hazlarını, hüzünlerini yakalamakta güçsüzdür artık ve yüzü değişmiştir.
Anlatılacak, resimlenecek, bestelenecek şeyin özünü yakalamak ve onu ebediyen gerçek kılmak Son Perde’nin işlevi olmalıdır.
Ama çizmek, yontmak, bestelemek, oynamak yaşatır. Ruhsal bir egzersiz gibi canlı kılar. Demek ki sadece nostaljik olunmuyor.
Zaman her şeyi değiştirir insan beyhude zamana karşı güvence noktası arar. Uzaklaşma artık netleşmiştir. Ne var ki yazının hafızası saklar gazetelerin hafızası saklar. Sanki orada kayıtlıdır dünya.
İnsan psikolojisi değişir. İnsan ben’i sürekli değişir, “ben” hiçbir şeye devamlı sadık kalamaz.
Geçmiş kaybedilmiş bir dün değildir!
Prof. Bahadır Gülmez