Hayat Retrosunda Çağdaş Sanat

Bilinen yeni bilinmeyenini arıyor… Füturizmin en postu bile kendine dayanamadı.

‘İnsana/ İnsanına Dur’ dedi. Muhtemelen yine insan eliyle. Bu defa da güneş doğudan yükseldi. Eskimiş dünya düzenini ne pahasına olursa olsun yeni dünya düzeni ile değiştirmek için.

İnsana dair güçlü değişimleri ciddi zaruretler oluşturur. Şimdi dersin adı ‘Hayatta Kal’; stratejinin adı ‘Evde Kal’. Peki ya sanat! O bir yerde kalamaz ki!

Öyleyse sanal medya da çağdaş sanat seminerleri ile bilenler bilmek isteyenleri mi oyalamalı? Yoksa gezi olaylarında pek çok sanatçının tarihi bir devinime not düşmek heyecanıyla betimlediği gaz maskelerinin yerini bu defa tıbbi maskeler mi almalı? Popülist sanat anlayışı, ruhun uzağında, düşünmenin, duygunun propagandasında, zamanın cilası misali merdivenden inen çıplak. Neo-liberalizm sonrası coşkuyla şenlenen duvarları yıkan küreselleşip tek bir köy haline gelen dünyanın coşkusu bitti. Gardımızı aldık, silahlarımızı kuşandık. İnsana dair olmayan kültürel toplumsal edimler belki de yine insan eliyle yeni bir düzene kapı aralıyor. Sağduyusuz kendine doğrultulmuş silahıyla. Daha az insan, daha kaliteli yaşam. Ormandaki adaletten öte yine güçlü olanın hayatta kalacağı ve kaynakları tüketeceği adil bir düzen. Üst akıl tartışmaları almış yürümüş. Ama hayat her zamanki gibi bildiğini okuyor. Şu an ihtiyaç olan insana dönmek . Hep doğaya dönmek isteriz ya… Aslımıza. Hep insanı ararız, kendimizi bulmak adına. Ne büyük bir paradokstur ki yaşarken ondan kaçarız. Bugün bunu hatırlıyoruz, yarın unutacağız ve koşar adım çıkarlarımıza sığınacağız. Duvarlar inşa etmeye, fakiri zengine düşman etmeye, popülerite için sanat üretmeye, kardeşi kardeşe kırdırmaya devam edeceğiz. Neden? Çünkü İnsan unutur. ‘Dokun-ma değil, dokunmak, Yakınlaş-ma değil yakınlaşmak’ isterken unutur.

Yeni dünya düzeni kartlarını açarken geçmişten ders alma şansımızın zayıf olduğu örnek kartlar pek de benzemezken… Sanat hangi sözü söylesin? Çağının öncüsü olmak elbette ki fıtratında var. İnsan, ihtiyaçlar teoreminin en alt basamaklarında şaşkın dört duvar arasında, dünya yeni bir düzene evrilirken, ‘teknoloji ve sanal alem’ en etkili enstrüman olmuşken arzu ‘doğaya dön’, ‘yavaşla’, ‘insani özü hatırla’ retrosunda. Böyle bir dilemma da sanat elbette ki beklesin… Sessizce. Tininin bekçisi olsun elinin hovardası değil. Toplumsal şekillenme ve yeni bir kültür bilinci oluşumunun eşiğinde.

Dünya tarihinde büyük kırılmaların örneklendiği yüzyıllardan biri 17.yüzyılda din ve bilim adına büyük devinimler yaşanırken bu devre nasip olan pek çok sanatçı, bilim adamı yetişmiş/yetiştirilmiş. Kutsal parçalanmış hayat sorgulanmış. Sanat tarihine ismi büyük harflerle yazılan ustalardan Rembrandt bu yüzyılda yaşamış, sanatının doruğunda kendi yüzüne tuttuğu ayna da insanın ruhsallığını aramış. Başyapıtlarını çöküş dönemine dek üretmiş ama hiç çağının sefalet ve acılarına fırçasını doğrultmamış.
Sanatını propaganda ve popülizm adına heba etmemiş.

Sözün özü; Sanat, büyük resmin peşine reklamın alfabesiyle çarçabuk düşülen imgeler cenneti değil, gerçek sorgulama, duyumsama ve öngörüye tinin eşlik ettiği ideler cehenneminde şölensel bir dışavurumdur. 20. yüzyılın ilk yarısında Benedetto Croce estetiğinde ‘Algı-Tin ve Sentez’ den bahseder. Sanatsal üretim ise sadece bir çıktı, ‘Reprodüksiyon’. Bazen daha yüksek sesle konuşmak için sessiz kalmak, göğe çıkmak için dibe inmek gerekir.

Seçim elbette ki hayatın ve sanatın, en nihayetinde insanın…

‘Şu an merdiven basamağındaki çıplağız’

Yasemin Keltek
23 Nisan 2020

    If your proposal is evaluable, a return will be made within 5 working days. If you do not get a response to your offer within 5 working days, it means that your offer is not likely to be evaluated.




      Teklifinizin değerlendirilebilir olması durumunda en geç 5 iş günü içerisinde dönüş yapılacaktır. 5 iş günü içerisinde teklifinize yanıt alamamanız teklifinizin değerlendirilme olasılığı bulunmadığı anlamına gelmektedir.